İhalar/Sihalar Hava Üstünlüğü/Hava Hakimiyetinde Sihirli Değnek Mi?

PAYLAŞ

  

  1. İHA/SİHALAR NEDİR?

 

 

Suriye’de İdlib sahasında, Libya’da ve en son Dağlık Karabağ’da Türk yapımı İnsansız Hava Araçları(İHA)/Silahlı İnsansız Hava Araçlarının(SİHA) desteğinde yapılan operasyonlarda sağlanan başarılar dünya kamuoyunun gündemine oturdu.

 

Çok önemli ve artık vazgeçilemez birer kuvvet çarpanı olan İHA/SİHA platformlarının çatışmalarda oynadığı rol ve Türkiye’nin 2010’dan bu yana İHA/SİHA üretiminde kaydettiği ilerleme ülke içinde de büyük bir heyecan dalgası yarattı.

 

Başarıları sahada kanıtlanan bu askeri sistemlerin çatışma sahalarında yoğun ve başarıyla kullanımı askeri doktrinlerin gözden geçirilmesine yol açtı. Dünya pazarında İHA/SİHA’lara olan talebi daha da arttırdı.

 

İster devletler olsun, ister devlet dışı aktörler (terör grupları, ayrılıkçı güçler, isyancı gruplar vs.) olsun İHA/SİHA üretme veya bu platformları tedarik etme noktasında daha fazla iştah sergilemeye başladı.

İnsanlı hava araçlarına kıyasla daha az maliyetli olan, çatışmalarda askeri personelin kaybını önleyen ve hava üstünlüğü sağlamada kritik bir bileşen olan İHA/SİHA’ların bir çatışmanın seyrini değiştiren sihirli bir değnek mi olduğu sorusu zihinleri meşgul etmeye başladı. İHA/SİHA’ların taktik bir kazanım mı, stratejik bir üstünlük mü sağladığı meselesi de çeşitli değerlendirmelere tabi tutuldu.

 

 

  1. NASIL KULLANILIRLAR?

 

Bu noktada İHA/SİHA’ların çeşitli kategorilerinin kullanım alanlarına şematik olarak bakmak gerekir:

 

 

  • Güncel çatışma ortamlarını incelediğimizde İHA’ların muharebe alanı üstünde ve ötesinde istihbarat/keşif/gözetleme görevi yaptıklarını görüyoruz. İHA’lar elde ettikleri bu bilgileri SİHA’ların komuta-kontrolünün yapıldığı merkezler ile karada, denizde veya havada konuşlu ateş destek araçlarına iletiyorlar.

 

  • Bundan sonraki aşamayı hasım güçlerin özellikle hava savunma destek araçlarının ateş altına alınması oluşturuyor. Bu çerçevede ilk aşamada mini SİHA’lar kullanmak suretiyle ‘sürü saldırısı’ yapılması aşamasına geçiliyor. Bunun için ‘kamikaze dronlar’a başvuruluyor.

 

  • Hasım güçlerin hava savunma unsurlarının baskılanmasında mini SİHA’ların başlıbaşına yeterli olmadığı durumlarda orta irtifada uçan SİHA’lar devreye sokuluyor ve hasmın hava üstünlüğünü asgariye indirecek nokta atışlarıyla hasım güçlerin yüksek değerli hava savunma unsurları etkisiz hale getiriliyor.  

 

  • Son aşamada ise yüksek irtifada uçan SİHA’lardan atılacak hassas güdümlü mühimmat aracılığıyla hava üstünlüğünü sağlamaya katkıda bulunacak sonuçlar elde ediliyor.

 

 

  • STRATEJİK Mİ, TAKTİK Mİ HAVA PLATFORMLARIDIR?

 

Görüleceği üzere, SİHA’larla yapılan taarruz çok  katmanlı bir saldırı modeline dayalıdır. Bu itibarla, tek bir SİHA tipiyle hava üstünlüğü elde etmek mümkün değildir. Çok katmanlı bir SİHA taarruzu aracılığıyla hava hakimiyetini sağlamak ise uzak bir hayaldir. SİHA’lar, başta insanlı hava araçları (muharip uçaklar) olmak üzere  diğer hava araçlarıyla/hava destek unsurlarıyla desteklenmezse tek başlarına havada stratejik üstünlük kurmayı sağlayamazlar.

 

Daha önce de vurgulandığı üzere İHA/SİHA’lar önemli birer kuvvet çarpanıdır. Hava üstünlüğü/hakimiyeti kurmada yegane platformlar değildir. Hava üstünlüğünün sağlandığı veya hava savunmasının zayıf kaldığı çatışma alanlarında operasyonun başarısına taktik seviyede katkıda bulunurlar.

 

Burada vurgulanması gerekli diğer önemli bir husus, SİHA kullanımı suretiyle yapılacak operasyonların başarısının bu hava platformunun yerdeki istasyonlar/operatörlerle (SİHA pilotları) olduğu kadar diğer hava unsurları ve karada konuşlu ateş destek unsurlarıyla eşzamanlı olarak veri/bilgi paylaşımı yapmasıdır. Bu nedenle, SİHA’ların ağ merkezli bir yapılanma içinde görev icra etmeleri sonuç almada hayati önemdedir.

 

 

  1. BAŞARILARI VE YETERSİZLİKLERİ NELERDİR?

İdlip, Libya ve Dağlık Karabağ’da gerçekleşen operasyonlarda SİHA’ların sağladığı başarı yadsınamaz. Diğer yandan, bu operasyonların yapıldığı çatışma sahalarında hava savunma ve elektronik(elektromanyetik/radyoelektronik) harp unsurlarının tam manasıyla faaliyet göstermedikleri bilinmektedir. Bu çatışma alanlarında gerçekleştirilen SİHA operasyonlarının baskın şeklinde yapılması da başarılı sonuçlar alınmasında etken olmuştur.

 

SİHA kullanımında katmanlı taarruza karşı katmanlı savunma platformları da bulunmaktadır. Bunlar arasında gelişmiş yer-hava füze sistemleri, elektronik harp yelpazesi bünyesindeki çeşitli sistemler ile SİHA’lara karşı platformlar yer almaktadır.

 

Gelişmiş hava savunma/SİHA savunma/elektronik harp sistemlerinin bulunduğu ve aktif olduğu çatışma ortamında SİHA’ların oynayabileceği rol kısıtlı olur. Değil hava hakimiyeti, hava üstünlüğünü sağlamakta da güçlükler doğar.

 

Nitekim İdlip’te Türk yapımı SİHA’ların üstün başarısını gören Rusya, sahada konuşlu daha gelişmiş yer-hava savunma sistemlerini devreye sokmaya başlayıp, gerekli önlemleri alınca SİHA kayıplarımız artmıştır. Benzer bir tabloyla, daha dar bir çerçevede de olsa, Libya’da da karşılaşılmıştır.

 

Dağlık Karabağ savaşında Ermenistan’ın elindeki Rus menşeli Pantsir hava savunma sistemlerinin eski nesil teknolojiye sahip olmalarının bunların etkisiz hale getirilmelerinde kolaylık sağladığını öne süren değerlendirmelere de rastlanmaktadır. Pantsir’in daha gelişmiş versiyonlarının Rusya’nın elindeki BUK yer-hava savunma sistemleriyle birlikte kullanılmaları halinde aynı başarının sağlanıp sağlanamayacağını sorgulayan değerlendirmeler bulunmaktadır.

 

SİHA’ların son çatışmalardaki performansı hiç şüphesiz gözleri kamaştırdı. Diğer yandan, ortaya çıkan bu durum savunma sanayii firmalarını SİHA’lara karşı savunma sağlayan sistemlerle ilgili geliştirme-araştırma yatırımlarını arttırmaya ve bu alana daha fazla yatırım yapmaya yönlendirdi. Mevcut hava savunma sistemlerin de SİHA savunmasına karşı daha etkili olmalarına imkan tanıyan arayışları hızlandırdı.

 

Yakın bir gelecekte Türk Silahlı Kuvvetlerinin envanterine Akıncı ve Aksungur tipi SİHA’ların girecek olması kuşkusuz güç yansıtmasına hizmet edecektir. Bunun yanında kuvvet çarpanı olarak SİHA’ların önemini arttıracak, bu alandaki teknolojik kapasiteyi daha da geliştirecektir. 

 

  1. GELECEKLERİ İÇİN NE YAPILMALIDIR?

 

Gelinen aşamanın ertesinde uzun döneme yönelik olarak neler yapılmalıdır sorusuna özetle şöyle yanıt verilebilir:

 

  • Taarruz-savunma yeteneği bir bütündür. Buradan hareketle sadece taarruzi SİHA yeteneğiyle yetinilmemeli, SİHA savunması alanına da yatırım yapılmalıdır. Bugünkü saha gerçekleri karşısında SİHA yeteneği bulunan önde gelen üreticiler SİHA savunmasını gündemlerine almışlardır. Bu alana yatırım yapmaya, yeni sistemler geliştirmeye ve mevcut sistemleri güçlendirmeye başlamışlardır. Bu itibarla, SİHA savunma sistemlerinde geriye düşmemek önem kazanmıştır.

 

  • Çeşitli tipteki SİHA’larla yapılan katmanlı taarruz katmanlı savunmayla pekiştirilmeli, hasım güçlerin katmanlı savunmasının etkilerini azaltacak veya ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır. Bu önlemler özellikle yoğun hava savunma ve elektronik harp unsurlarının konuşlu bulunduğu alanlarda etkili operasyonlar gerçekleştirmek için önemlidir. Bu itibarla, Erişim Engelleme/Alan Kısıtlaması (A2/AD) uygulamasına sahne olan çatışma bölgelerine nüfuz edip, derinlikte operasyon gerçekleştirme yeteneklerine sahip olmayan SİHA’lar taarruzi özelliklerden büyük ölçüde mahrum kalacaklardır.

 

  • SİHA operasyonlarının başarısını arttırmak üzere hem SİHA’ların hasım radarları köreltme yeteneği kazanmasına dönük projeler öncelenmeli, hem de hava üstünlüğünü sağlamak üzere bu operasyonları destekleyecek insanlı hava araçlarının (yeni nesil uçaklar) üretiminin hızlandırılması hedefinden asla vazgeçilmemelidir. SİHA’larla yapılan operasyonlardaki başarıyı esas alarak envanterde bulunan veya yakın dönemde servis dışı kalacak insanlı hava araçları stoğundaki sayısal veya başkaca yetersizliklerin telafi edilemeyeceği görülmelidir.

 

 

  • SİHA’ların daha hafif malzemeyle daha uzun havada kalmalarını sağlayacak üretime  yönelmeli, bu alandaki çalışmalar hızlandırılmalı ve taşıdıkları mühimmat yükünü, dolayısıyla ateş gücünü arttıracak yeni tasarımlar ve mühimmat çeşitleri geliştirilmelidir.

 

  • SİHA harekatının icra edilmesinde bu platformların ağ odaklı olmalarını güçlendirecek daha fazla adım atılmalıdır. Diğer bir anlatımla, SİHA’ların diğer hava araçları ve yer destek unsurlarıyla gerçek zamanlı olarak daha kapsamlı veri/bilgi paylaşımı yapmasını sağlayacak atılımlara vakit geçirilmeksizin başlanmalıdır.

 

  • SİHA’ların kullanımında diğer ülkelerin-Küresel Konumlandırma Sistemi GPS gibi- uzay sistemlerine dayanmayı en az düzeye indirmek üzere araştırma-geliştirme faaliyetleri derinleştirilmelidir. Bu bağlamda, SİHA’lara otonomi kazandıracak yazılım ve elektronik yeteneklerin (algılayıcı füzyon bütünleşmesi vb.) geliştirilmesi öncelenmelidir.  

 

  • SİHA’lara daha derinde darbe vurma özelliği kazandırmak üzere radar görünürlüklerini azaltacak (stealth) ve daha fazla elektronik harp gerçekleştirecek yetenekler/kapasite geliştirmeye dönük çabalara hız verilmelidir. Bu suretle SİHA’ların hava üstünlüğü kurmada sağlayacağı taktik katkılar  geliştirilmelidir.

 

  • Önümüzdeki kısa-orta vadede SİHA’ların daha gelişmiş versiyonlarını üretme çalışmalarına paralel olarak hava hakimiyetinin olmazsa olmaz platformunu oluşturacak beşinci nesil savaş uçağı geliştirilmesi projesine koşulsuz önem ve öncelik verilmelidir.

 

  • SİHA programları yürütülürken 2030’lu yıllarda altıncı nesil insansız savaş uçaklarının hizmete alınacağı öngörülmelidir. Çok uzakta olmayan bir gelecekte insansız savaş uçaklarının çok daha gelişmiş teknolojilerle SİHA’ların yerini alması ve bunları hizmet dışı bırakması kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla, kısa-orta vadede SİHA’ların daha gelişmiş tiplerini üretme sürecinin öncelikle beşinci nesil milli muharip uçak projesinin ilerletilmesinde katalizör rol oynaması mutlaka planlamaya alınmalıdır. En az bunun kadar önemli diğer bir adım ise, SİHA teknolojilerine yatırım yaparken altıncı nesil uçak üretim sürecine Türkiye’yi de erken bir tarihte dahil edecek  bir yaklaşımın benimsenmesi ve hayata geçirilmesidir.

 

 

 

 

 

İlgili Yazılar