Bir Macar Yazarın Ermeni İddialarına Yüz Yıl Önce Verdiği Cevap

PAYLAŞ

Geçtiğimiz haftalarda kardeşimiz Azerbaycan işgal altındaki topraklarını kurtarmak için şanlı bir mücadele verirken, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serg Sarkisyan da durmaksızın Türkiye’yi suçluyordu; 17 Ekim günü Sarkisyan “Türkiye 105 yıl önceki gibi 2020’de de bize soykırım uygulayacak” diye bir iddia bile ortaya attı.

 

Aslında 105 yıl önce olan neydi? Osmanlı İmparatorluğunun eşit haklara sahip Ermeni yurttaşlarının bir bölümü, Birinci Dünya Savaşında Rus desteğiyle Doğu Anadolu’da devlete karşı isyanlar çıkarınca, 1915 yılında askeri zorunluluklar nedeniyle Osmanlı Hükümeti tarafından güney vilayetlerine gönderildiler. Daha sonrası malum; isyanlar bastırılınca Ermeniler Batı kamuoyunu etkilemek amacıyla mağdur rolü oynayıp “soykırım” yalanına sarıldılar. Cumhuriyet dönemimizde de Türk düşmanlığını bırakmadılar.1970’lerde  ve 80’lerde masum diplomatlarımızı öldürdüler. Azerbaycan topraklarını işgal ettiler. Batı alemi ise daha çok dini güdülerle Ermenilerin sırtını sıvazlamaya devam etti.

 

Ancak daha o zamanlar, henüz olayların ateşi devam ederken, Ermenilerin suçlamalarına karşı, Avrupa’nın ortasında bir Macar kardeşimiz bir kitap yazarak unutulmaz bir dayanışma örneği sergiledi: 1915’te isyancı Ermenilerin yerlerinden uzaklaştırılmalarının üzerinden henüz bir yıl geçmemişken, Budapeşte’de yaşayan tiyatro yazarı, gazeteci Dr. Atilla Orbók, Ermeni tezlerini çürüten, belgelere ve dikkatli bir incelemeye dayalı, etkileyici bir kitap kaleme aldı. 1916’da basılan Ermenilerin İhtilal Hareketi başlıklı bu kitabıyla Atilla Orbók, o dönemde taraflı raporlar ve yayınlarla Ermenilerin temelsiz iddialarına arka çıkan Lord Bryce, Johannes Lepsius ve Henry Morgenthau karşısında, Türklerin haklı davasına hatırı sayılır bir destek sağladı.

 

 

1887’de Macaristan’ın eski başkenti Pojoni’de doğanAtilla Orbók, hukuk doktorası yaptıktan sonra Paris Sorbonne Üniversitesinde görev almış, daha sonra gazetecilik ve milletvekilliği yapmış, bu arada birçok tiyatro oyunu kaleme almış, 1964’te Budapeşte’de 77 yaşında vefat etmişti.

 

Orbók, kolay anlaşılan bir dille kaleme aldığı kitabında, Ermenilerin Birinci Dünya Savaşında Osmanlı imparatorluğunun yenik düşmesi için her türlü çabayı gösterdiğini, isyanlarla ve ihanetlerle ülkenin temeline saldırdığını, bu durumda Osmanlı Hükümetinin, barış, dirlik ve düzen için Ermeni nüfusunu,varlıklarının sakıncalı olmayacağı düşünülen bölgelere göndermek zorunda kaldığını, devletin yerlerinden uzaklaştırılan Ermenileri ve onların varlıklarını koruması  için ayrı bir kanun çıkardığını, İtilaf devletlerinin ise, kendilerince ateşlenen Ermeni ihtilal hareketinin  planladıkları hedefe ulaşamayacağını gördükten sonra Ermenilerin koruyucusu kesildiklerini yazmıştı.

 

Türklerle akraba bir ulus olan, aralarında sayısız Atilla, Levent, Zoltan (Sultan), İmre (Emre) isimli kardeşlerimizin de bulunduğu Macarlar, o dönemde etraflarını çevreleyen farklı ulusların ortasında varlıklarını sürdürmeye çalışıyordu. Budapeşte’de 1913’te “Turan” ismiyle bir cemiyet de kurmuşlardı. Ermenilerin İhtilal Hareketi kitabı da, ilk yazıldığı dönemde Orta Avrupa’da önemli yankı uyandırmıştı. Ancak Birinci ve İkinci dünya savaşlarında büyük toprak kaybeden Macaristan’da kitap zamanla neredeyse unutulmuştu.

 

Aradan yüz yıl geçtikten sonra ilk kez, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinden Yücel Namal, 2014 yılında “Review of Armenian Studies” dergisinde bu kitaba da değinen bir bilimsel  makale yazdı. O sıralarda Ermeni lobileri Batı parlamentolarından sözde soykırım kararları çıkarmaya çalışıyordu. Makalenin üzerine Budapeşte Büyükelçiliğimiz hemen Macaristan’daki kütüphanelerde kitabı aramaya başladı.  Sechenyi Kütüphanesinde kitabın sadece bir nüshasını bulabilen Büyükelçiliğimiz, süratle kitabın telif hakkını elde ederek, ilk elde beş yüz adet tıpkı basımını yaptırdı ve Macaristan’daki bütün akademik çevrelere, basına, kamu kurumlarına ve ilgilenebilecek bütün kişi ve kuruluşlara dağıttı. Kitap daha sonra Bilgi Yayınevi tarafından Türkçe’ye ve İngilizce’ye çevrilerek bilim dünyasının istifadesine sunuldu.

 

Yüz yıl sonra Atilla Orbók kardeşimizin yapmış olduğu bu bilimsel desteği takdirle ve şükranla anıyoruz. Toprağı bol olsun, ışıklar içinde uyusun.

 

İlgili Yazılar