Batı Afrika’da Demokrasi ve Bölgesel İşbirliği Güç Kaybediyor

PAYLAŞ

Afrika’da bölgesel örgütler ekonomik alanda önemli görevler üstlenirler. Üye ülkeler arasında ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, mali alanda işbirliği, sermaye ve emeğin serbest dolaşımı gibi gelişmelere önderlik ederler. Anayasal düzenlerin korunması, serbest seçimler gibi demokratik esaslar da bölgesel örgütlerin öncelikleri arasında yer alır. Darbe veya silahlı saldırı halinde, örgüt  üyelerinin asker sevki, meşruiyetin tesisi veya saldırının def edilmesi yönünde tecrübeler de mevcuttur. Merkezi Nijerya’nın başkenti Abuja’da bulunan 15 üyeli Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) son 2-3 yıldır karşı karşıya kaldığı sorunları çözemiyor ve itibar kaybediyor. Bu duruma ilaveten Batı Afrika’nın demokraside örnek ülkesi kabul edilen Senegal’de, 25 şubat günü düzenlenmesi icap eden seçimlerin ertelenmesi ile başlayan siyasi karmaşa, darbelerle sarsılan Batı Afrika’nın demokrasi koşusunda tökezlediğini kanıtlıyor.

Senegal’de seçimlerin ertelenmesi krize yol açtı

Senegal’den başlayalım : Afrika’nın en çok askeri  darbeye maruz kalan bu bölgesinde, ordunun yönetime el koymadığı yegane ülke olarak Senegal öne çıkar. Bu ülkenin bölgedeki en ileri  demokrasi olduğu her vesileyle tekrar edilir. Darbeci yönetimlerin sayısının arttığı ve ECOWAS’ın cuntalar ile baş etmekte çok zorlandığı bir dönemde, Senegal demokrasisinin tökezlemesi hakikaten talihsiz bir gelişme teşkil etmiştir.

Ülkeyi iki dönem başarıyla yöneten cumhurbaşkanı Macky Sall’ın bir kez daha aday olmayacağını duyurduğu seçimlerin 25 şubat günü düzenlenmesi beklenirken, tecrübeli liderin, 3 haftalık kampanya süresinin başlamasına birkaç gün kala, şubat başında, parlamentoda alınan tartışmalı bir karar doğrultusunda seçimleri aralık ayına ertelemesi, ülkeyi karıştırmış ve yaygın protestolara yol açmıştır. Macky Sall, mevcut ortamda seçimler yapıldığı takdirde, ülkede siyasi kaosun hakim olacağını, yaşanmakta olan sosyal ve siyasi gerginliklerin ortadan kaldırılması ertesinde, barış ortamında düzenlenecek seçimlerin siyasi istikrarsızlık tehlikesini ortadan kaldıracağını ileri sürmüştür. Bu amaçla “Ulusal Diyalog” toplantıları yapmış, siyasi af yasası çıkarmış ve 10 aylık erteleme kararına karşı tepkileri azaltmak üzere seçim tarihini 2 hazirana çekmiştir.

Anayasa Konseyi Macky Sall’a kırmızı kart gösterdi

İktidarın  “barış ortamında seçim girişimi” halk ve muhalefet nezdinde karşılık bulmamış, Anayasa Konseyi, hem ertelemenin hem de mevcut cumhurbaşkanının 2 nisan tarihinden sonra görevde kalmasının anayasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, Parlamentonun erteleme kararını bozmuştur. Nihayetinde, “seçim tarihi bulmacası” 6 hafta devam eden karmaşa sonrasında çözülmüş, yürütme ve yüksek yargı arasında 24 mart tarihi üzerinde mutabakat oluşmuş, 2 hafta sürecek “hızlı kampanya” dönemi böylece başlamıştır.

Yaşanan siyasi kriz siyaseti yıprattı, ülkeye zarar verdi

Macky Sall’in şüpheli erteleme girişiminin arkasında ne yattığını halen tam manasıyla anlamış değilim : İktidar Koalisyonunun adayı başbakan Amadou Ba’nın seçimleri kazanma ihtimali kuvvetli olsa bu egzersize gerek duyulmazdı. Son dönemde Macky Sall ile arası düzelen ve affa uğrayan Senegal Demokrasi Partisi (PDS) adayı, önceki cumhurbaşkanı Abduley Vad’in oğlu Karim Vad’in adaylığının Fransız vatandaşlığı nedeniyle red olunması gerekçe olabilir mi diye akla geliyor. Başka bir açıdan, yozlaşmış siyasi elitler, Senegal’de geçerli müesses nizama karşı çıkan popüler muhalif hükümlü Osman Sonko’nun partisinin (PASTEC) adayı Basiru Diomay Faye’in seçimleri kazanma ihtimalinden korkmuş olabilirler mi ? Her halükarda Anayasa Konseyi 19 kişiden oluşan önceki kesin aday listesinin değiştirilmesini uygun görmediğinden Karim Vad’in seçimlere katılımı mümkün olmayacak. Son af yasası sayesinde serbest kalması beklenen Basiru Diomey Faye’in, bu çerçevede partisinin seçim kampanyasına fiilen liderlik etmesi mümkün hale gelirse, Macky Sall’ın manasız erteleme egzersizi, korkulan siyasi parti PASTEC’in ekmeğine yağ sürmüş olacak. 24 mart seçimleri sürprizlere gebe gibi duruyor derken, seçimlerin kaosa ve istikrarsızlığa yol açmaması temennimizi vurgulayalım. Senegal seçmeninin gurur duyduğu 60 yıllık güçlü demokrasi geleneğinin tartışmalı 2024 mart seçimleri nedeniyle sarsılmasının olumsuz etkilerinin bu ülke sınırları içinde kalmayacağını tahmin etmek hiç de zor değil. Bölgeye vereceği ciddi zararlar hususunda kimsenin şüphesi olmasın.

Bölgesel örgüt ECOWAS’ın itibarı düşüşte

Batı Afrika’nın prestijli bölgesel kuruluşu ECOWAS, son 2-3 yıldır güç ve kan kaybediyor. Bu örgüt sayesinde, bölgede ortak para birimine (ECHO) geçmek gibi parlak projelerden söz edilirken, 2023 sonlarında darbeci üç ülkenin teşkilattan çekilme beyanları ECOWAS bakımından alarm zillerinin çalması anlamını taşımıştır. 2020 yılından itibaren, önce Mali’de, ardından Gine (Konakri) ve Burkina Faso’da ve nihayet 2023 yazında Nijer’de meydana gelen darbeler neticesinde örgüt, darbeci ülkelerin üyeliklerini askıya almış, bunlara karşı ekonomik yaptırımları devreye sokmuş ve hatta askeri müdahale tehdidinde bulunmuştur. Üç darbeci ülke sözkonusu baskılar karşısında,  bölgesel teşkilatın Fransa ve Batının etkisinde kalarak baskı ve tehdide başvurduğunu,  karşı karşıya gelinen ekonomik sıkıntıların müsebbibinin ECOWAS olduğunu iddiayla halkın desteğini kazanmışlar,  ardından da 2023 eylül ayında aralarında bir güvenlik ittifakı oluşturarak (Alliance des états du Sahel) bölgesel örgütten ayrıldıkları duyurmuşlardır. ECOWAS yönetimi halen üç darbeci yönetimin ayrılma kararlarını duymamış gibi davranmakta, gizli diplomasiyle kararların geri alınması yönünde gayret sarfetmektedir. Geçtiğimiz haftalarda Nijer’e uygulanan yaptırımların kaldırılması bu yönde atılmış yeni bir adım mahiyetindedir. Başka bir deyişle, şartlar zaman içinde halk desteğini arkasına alan darbeciler lehine değişmiş, taahhüt ettikleri seçim takvimine dahi uymayan üç ülkenin örgüte geri kazandırılması amacıyla tavizkar politikalar benimsenmesi zorunluluk arz etmiştir. Darbecilere karşı sert tutum sergilenmesinden yana olan Senegal’de seçimlerin ertelenmesi ile ortaya çıkan siyasi krizin de bu yöndeki  gelişmelere yardımcı olduğu açıktır.

Albay Asımi Goita ECOWAS’ın bileğini büktü

ECOWAS ile bilek güreşinin ana aktörü Mali’nin darbeci lideri Asımi Goita’dır. 2012 yılından itibaren cihatçı ve ayrılıkçı (Tuaregler) saldırılara maruz kalan Mali’de, 2020 yılında yönetimi ele geçiren askerler, yıllar içinde ülkenin tamamında güvenliğin sağlanamamasının faturasını Fransız askerlerine (Barkhane), Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ne (MİNUSMA) ve G5-SAHEL kuvvetlerine keserek tüm yabancı güçleri ülkeden kovmuştur (2023 sonu). Mücadelede, hem sokağı hem de darbeci iki komşusunu yanına çeken albay Asımi Goita, batılı askerlerin boşluğunu baş ağrısı çıkarmayan Rus Wagner güçleri ile doldurmak suretiyle elini iyice güçlendirmiştir. Ardından, iki komşusu ve müttefiki ile birlikte ECOWAS’tan ayrıldıklarını duyurarak hakimiyetini perçinlemiş, engel teşkil eden tüm zincirlerden kurtulmuştur.

Zincirlerden kurtulan cunta Mali’de güvenliği sağlamak zorunda

Batılı askeri güçlerin ayrılmasıyla Mali’nin çökmediğini görüyor ve izliyoruz. Rus Wagner’in yardımıyla Kidal’in ele geçirilmesi (15 kasım 2023) batının aleyhine Rusya’nın başarı hanesine yazılmıştır. Rusya’nın Mali’ye yardımının askeri alanla sınırlı kalacağını, ekonomik ve sosyal sahada Rus desteğinin mümkün olmayacağını da not edelim. Mali üç yılı aşkın bir süredir askerler tarafından yönetilmektedir, seçimle gelmeyen ancak halk nezdinde popüler cuntanın 2024 yılında yerel cihatçı gruplara  (Al Kaide’ye bağlı GNİM ve Daeş’e bağlı ISGS) karşı mücadelede elde edeceği başarı albay Asımi Goita’nın akıbetini belirleyecektir. Halen, Batı Afrika’da bir yandan, cunta yönetimleri ve Wagner’in yükselişini, diğer yandan, batı dünyası, demokratik değerler, bölgesel örgüt ECOWAS ve demokrasinin sembolü Senegal’in düşüşünü üzülerek hep birlikte izlemekteyiz.

İlgili Yazılar
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir