FATİH CEYLAN – BÜYÜKELÇİ (E) / NESRİN ECE ŞÖLENDİL – ODTÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ SON SINIF ÖĞRENCİSİ
“Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız”-Nazım Hikmet
2023 SEÇİMLERİNE GİDERKEN KADINLAR…
Önümüzdeki yıl Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin yapılacak olması nedeniyle başta iktidar çevreleri ve destekleyicileri olmak üzere siyaset kurumunun gerilime sürüklediği toplumun, yüksek enflasyonun ve her geçen gün artan hayat pahalılığının altında ağır bir yaşam mücadelesi vermekte olduğu bir dönemde herhalde parti içinde veya parti ile geniş tabanı arasında yaşanan ‘epistemolojik kopuş’ dolayısıyla ana muhalefet partisi lideri ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde CHP 4 Ekim’de Meclis’e üç maddelik bir ‘başörtüsü’ kanun teklifi getirdi.
‘Herhangi bir siyasi hesapla’ yapılmadığı açıklanan bu teklif gerek siyaset dünyasında, gerek medyada ve çoğu toplum kesiminde geniş çaplı bir tartışmayı tetikledi. Kadın hak ve özgürlüklerine dair etraflı bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Altılı masada CHP’den sonra en büyük oy oranına sahip İyi Parti’nin Genel Başkanı Meral Akşener, CHP’nin kanun teklifinin Meclise verilmesinden üç gün sonra ‘Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmadığını’ dile getirdi ve haklı olarak ‘Türkiye’nin çok acil çözüm bekleyen sorunları var’ ifadesini kullandı.
Diğer partilerin yetkilileri veya bunları destekleyen kesimlerin temsilcileri/sözcüleri de CHP’nin kanun teklifiyle ilgili olarak görüş belirtmekten geri durmadılar. Bu çevrelerden bazıları CHP’yi ‘alkışladılar’, kimileri ise hedef tahtasına koydular. CHP’nin parti örgütü ile tabanı ve destekçileri de koroya katıldılar ve zihin bulandıran açıklamalar yapmaktan kendilerini sakınmadılar. Kısacası, oy tabanını genişletmeye dönük olduğu söylenebilecek bu ‘adım’ sayesinde sonuç alınması şüpheli bir girişimin sahipleri olarak pusulayı şaşırdılar.
Bu şekilde başlayan tartışma süreci sonunda mesele, Anayasa değişikliği yapılması teklifinin gündeme getirilmesi noktasına kadar ilerledi ve sonuçta kadının eşit bireyler olarak sahip bulunmaları gereken hak ve özgürlükler boyutunu aşarak çok değişik mecralara sürüklendi. Özetle, gereksiz bir zemin ve zamanlamada yeniden kadının kılık-kıyafeti üzerinden siyasetin başlattığı bir tartışma vesilesiyle kadın yine erkek egemen siyaset anlayışının doğrudan nesnesi haline getirildi; siyasilerin elinde, deyim yerindeyse, ‘hedef ve deney tahtası’na sürüklendi.
Yeniden vizyona sokulan süreçte, bilinçli olarak gündelik sığ atmosferin içine sıkıştırılan, oy ve taban kazanmaya dönük vizyondan ve Cumhuriyet değerlerinden yoksun siyasi anlayışların, kadına ilişkin olarak parti programlarında nelere yer verip vermediklerinin veya bu ciddi meseleyi nasıl ele aldıklarının, parti programlarını esas almak suretiyle olgusal bir temelde karşılaştırmalı olarak incelenmesi, ne akademi camiasının radarına yeterince girdi, ne de büyükçe kesimi yolunu bilerek veya bilmeyerek çoktan şaşırmış medyada gereğince işlendi. Bu bağlamda, kadın konusu yeniden gündelik ve dar siyasetin acımasız kucağına merhametsizce bırakıldı. Olan, sonuçta yine hemen her gün tiksindirici cinsel istismarların veya şiddetin kurbanlarına dönüşen, erkekle eşit statüde bulunması zorunlu olan kadınlara oldu.
Siyaset optiğinden bakıldığında herhangi bir meselenin siyaset dünyasına gelmesi halinde ilk başvurulacak belgeler arasında yer alan parti programlarında kadınlarla ilgili olarak hangi hususlara yer verildiği, esasen diğer birçok sığ siyasi tartışmada da gözlendiği gibi, merak konusu yapılmadı. Parti programlarındaki hedefler, ilkeler/esaslar ve üstlenilen taahhütler yeterince inceleme konusu olmadı. Kadınlar gerekli çağdaş değerlerle bezeli donanımdan yoksun vizyon malulü siyasetçilerin ve bunların destekçilerinin yeniden ‘yalın kılıçları’ karşısında büyük ölçüde yalnız bırakıldılar.
PARTİ PROGRAMLARINDA KADIN İÇİN NELER DENİYOR?
Bu noktada Mecliste grubu bulunan, altılı masada yer alan ve kısıtlı aralıklarla da olsa yetkililerinin beyanları medyaya nadiren yansıyan ondört partinin programlarının kadına dair bölümlerini kıyaslamalı olarak ele almakta ve süregiden tartışmalarda bu konuya giren partilerin programlarında kadınlara dair ortaya koydukları hedefler/taahhütler ile kullandıkları güncel söylemleri samimiyet testine tabi tutmakta yarar var.
Bu tür karşılaştırmalı incelemelerin başta bundan etkilenen kadınlarımız olmak üzere toplumun daha geniş kesimlerince yapılmasını gönül arzu etmekle birlikte önümüzdeki nesnel toplumsal yapı, bu tür gerçeklik veya stres testlerini yapmaktan maalesef uzakta kalıyor ve kendilerinin destekledikleri siyasi partileri şeffaflığa zorlamaktan ve bunlara hesap sormaktan sakınıyor.
Parti programlarında ilk göze çarpan hususlardan biri, toplumun en azından yarısını oluşturan kadınların durumuna dair bölümlerin programların alt sıralarında yer alması ve ileriye dönük vaatlerin bir kısmının aile ve çocuk başlıklı bölümlerle bağlantılı olarak işlenmesi. Herkesten önce hangi partiyi desteklerse desteklesinler kadınlarımızın bu noktayı hatırda tutmaları önemli.
Kadını, partisinin programının ana gövdesine değil de ‘Mücadele Programı’ içine koyan da var (TİP), partisinde eş başkanlardan birini kadın yaparak takdir edilmesi gereken, ancak programında kadın konusuna girdiğinde önceliği genelden başlatmak yerine yerel ölçeğe indirgeyen de mevcut (HDP-“Kadınların eşit katılımını güvence altına alan, kadınların özgün ihtiyaçlarına uygun, tüm yerel kamu hizmetlerinin kadınların ihtiyaçlarını önceleyerek planlanması ve kadınlara pozitif ayrımcılık ilkesiyle hayat bulan yeni bir demokratik yerel yönetim anlayışını hayata geçirmek mümkündür.”).
Programların Ortak Paydaları Neler?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Büyük Birlik Partisi (BBP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demokrat Parti (DP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Gelecek Partisi(GP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), İyi Parti (İP), Memleket Partisi (MP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Saadet Partisi (SP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Yenilik Partisi (YP) ve Zafer Partisi (ZP), eşitlik, özgürlük ve adalet kavramlarını esas alan, kadınlar ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımlarını ifade eden “toplumsal cinsiyet eşitliğini” temel hedef olarak belirlediklerini açıklamaktalar. Bu bağlamda, söz konusu partiler, kadınlara yönelik ayrımcılık içeren ve kadınların eşit haklara sahip olmalarını sınırlayan her türlü uygulama ve engel ile mücadele edeceklerini belirtmekteler. Bu partiler öncelikle kadınların arasındaki okur-yazarlık ve okullaşma oranının artırılması yönünde çalışacaklarını ve kırsal kesimlerdeki kız çocuklarının okula gönderilmemelerini önleyerek okullaşmayı en üst düzeye çıkaracaklarını vaat etmekteler.
AKP, BBP, CHP, DP, DEVA, Gelecek Partisi, HDP, İyi Parti, MP, MHP, SP, TİP, YP ve ZP, kadına karşı şiddeti önleyici yasal düzenleme ve aile içi eğitim programlarının hayata geçmesini sağlayacaklarına parti programlarında yer vermekteler. Bu bağlamda CHP, kadınlara yönelik her türlü şiddete, töreler ya da namus gerekçe gösterilerek uygulanan insanlık dışı ve suç teşkil eden davranışlara karşı kararlılıkla mücadele edeceğini, töre ve namus cinayetlerinin en ağır şekilde cezalandırılabilmesi için Türk Ceza Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapacağını kaydetmekte. Ayrıca, aile içi şiddet ve töre cinayetlerini önlemek için gerekli eğitim ve aydınlatma çalışmaları gerçekleştireceğini, kadın-erkek eşitliğinin ve bütün aile fertlerinin saygınlığının korunmasına temel sosyal hedefler olarak okul eğitim programlarında yer vereceğini beyan etmekte. Benzer bir anlayışla CHP, evlilikte hem erkekler hem kadınlarda 18 yaşını tamamlamış olması koşulu öngörülerek, çocuk yaşta erken evliliğin önlenmesini hedef alacaklarını ilan etmekte.
MP ise, başta Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) olmak üzere kadınların haklarını korumaya yönelik mevzuata saygı göstereceğini parti programında açıklamakta. MP ayrıca, kadınların bireysel tercihlerine, yaşam tarzlarına müdahale eden, küçük yaştaki kız çocuklarını evlenmeye zorlayan eylem ve davranışlara caydırıcı cezai yaptırımlar uygulayacaklarını kayda akmakta. MP ilaveten, medyada kadına yönelik küçültücü ifadeler içeren kullanımları önlemeyi taahhüt etmekte.
Farklılıklar Nerede?
CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine atıfta bulunarak, kadını özgürleştirmek, çevre baskısından ve feodal yapı etkisinden kurtarmak, sosyolojik kökenden kaynaklanan sıkıntıları gidermek için eğitim, kültür yolunda sonuç alıcı çabalar göstereceğini açıklamakta. Bu bağlamda, kadınların mesleki eğitim olanaklarını geliştireceğini, Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) ve benzeri kuruluşları yaygınlaştıracağını ve Kadın Veri Merkezi, Kadın Merkezleri ve Ulusal Kadın Konseyi kuracaklarını kaydetmekte.
MP ise, eğitim müfredatını düzenlemek suretiyle her çocuk ve bireyi, toplum ve ev içindeki rollerinde cinsiyetinin getirdiği negatif bir ayrımcılığın olmadığını sahiplenecek bir bilinçte yetiştireceğinin altını çizmekte.
İyi Parti iktidara geldiğinde beş yıl içerisinde kırk yaşın altında okur yazar olmayan kadının kalmayacağını, kız çocuklarının ise on iki yıllık kesintisiz temel eğitimlerini tamamlamadan okullarını terk etmelerinin yasaklanacağını vaat etmekte.
BBP ise, son CHP girişimine nazire olsa gerek, lise ve yüksek öğretim kurumlarında başörtüsü için anayasal güvence getireceklerini belirtmekte.
DP, Atatürk devrimlerinin altını çizerek, toplumsal ve siyasal yaşamda hak ve özgürlüklerini elde eden Türk kadınlarının günümüzde de başta siyasal ve eğitim hakları olmak üzere hak ve özgürlüklerinden yararlanabilmeleri için çalışacaklarını ilan etmekte. Bu anlayışla DP, temel eğitimin oniki yıla çıkarılmasının yanı sıra “yaşam boyu eğitimi” uygulamaya koymayı, diğer yandan Cumhuriyetin temel ilkelerini esas alan bir “yükseköğretim reformu” planlamayı vaat etmekte. İyi Parti ise, başta eğitim ve mevzuat değişiklikleri olmak üzere, gerekli her türlü önlemi alacağını, bu bağlamda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı “Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olarak yeniden yapılandıracağını açıklamakta.
BBP, diğer partilerden ayrışarak, kadın cinayetlerine idam cezası getireceğini açıklamakta. DEVA ise, kovuşturma ve ceza sistemini, ‘iyi hal indirimi’ gibi uygulamaları kaldırmak suretiyle kadın hak ve özgürlüğünü koruyacağını ve kadın güvenliğini sağlayacak şekilde yapılandıracağını beyan etmekte. Ek olarak, televizyonlarda şiddeti özendiren, kadını zayıf ve aciz gösteren yapımlardan uzak durulmasına yönelik kampanyaların ve tedbirlerin hayata geçirilmesini sağlayacağını kaydetmekte. HDP ise, diğer partilerden ayrışarak, parti programlarında kürtajın kadın hakkı olduğuna işaret etmekte.
CHP, TBMM çatısı altında bir Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu kurmayı ve çıkacak tüm yasaların kadın erkek eşitliği açısından değerlendirmeyi ve uygulamaları takip etmeyi taahhüt etmekte. Bu anlayışla, Kadın Hakları ile ilgili bilinçlendirmeyi, kamu yönetiminde ve siyasette, karar verme mekanizmalarında kadın oranının yükseltilmesini hedefleyeceğini ve üye kadınların yerel ve genel seçimlerde CHP’ye aday olmalarını özendireceklerini açıklamakta. İyi Parti de Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme haklarına atıfta bulunarak, siyasette “eşitlik” ilkesiyle hareket edeceklerini ilan etmekte. YP ise, partilerinde kadınların temsil oranının %50 olacağını ve mutlak eşitlik gözeteceklerini kaydetmekte.
DEVA, kadınların girişimcilik kapasitelerini geliştirmek için kredi, finansal hizmetler, öz sermaye ve pazara erişim konularında destekleyici programlar oluşturacaklarını, finansal ve yasal okuryazarlığı arttıracaklarını beyan etmekte. Ayrıca, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 190 sayılı sözleşmesini onaylayıp uygulamaya koyarak, iş hayatında ayırımcılık, şiddet ve tacizin önüne geçmeyi taahhüt etmekte. Benzer bir anlayıştan hareketle CHP, kadının ekonomik bağımsızlığını kazanabilmesi için AB ile uyumlu Ulusal İstihdam Stratejisini hızla yaşama geçireceğini ve bu strateji temelinde başta işveren, işçi kesimleriyle ve diğer ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak uzun vadeli bir Ulusal Kadın İstihdamı Politikası geliştirmeyi üstlenmekte. CHP ayrıca, İş Kanunu’nu yeniden düzenleyerek, en az yüz işçi çalıştıran yerlerde devletin de desteğiyle kreş kurma zorunluluğu getireceğini ve kendi hesabına çalışan girişimci kadınların kredi olanaklarının genişletilmesinin sağlanacağını açıklamakta. Ek olarak, analık izni sırasında zorunlu sigorta kaynaklarıyla ödenen ücretlerin makul düzeye yükseltilmesini hedef alacaklarını ilan etmekte.
PROGRAMLARDAKİ HEDEFLERİN/TAAHHÜTLERİN SAHADA KARŞILIĞI VAR MI?
Programların neredeyse tamamı kadın hak ve özgürlükleri, cinsiyet eşitliği, kadının hayatın her alanındaki rolü ve konumu hakkında okuyucuyu çok ulvi düşüncelere, umut ve cesaret veren bir çerçeveye sürükleyen özellikler içermekte. Geleceğe dönük taahhütlerle birlikte ele alındıklarında ileride kadınlara adeta cennetten bir köşe vaat edilmekte.
Dışarıdan biri okuduğunda partilerin kadınlara yönelik son derece çağdaş bir sahne ve geniş çaplı olanaklar sunacakları zehabına kapılmaması mümkün değil. Bunun yanında dış çevrelerin, parti programlarına konan hedeflerden kadınların Türkiye’de karşılaştıkları çok ciddi sorunlar hakkında sonuçlara varmaları pek de zor değil.
Esas mesele ise uygulamalar ve hatta söylemler mercek altına alındığında ortaya çıkmakta. Örneğin CHP programında şu satırlar yer almakta: “ (Laiklik) Dinin siyasallaştırılmamasının, siyasetin dinselleştirilmemesinin güvencesidir… Devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılmasının, birbirini etkilememesinin kuralıdır… İnanç konusunun Allah’la insan arasında kutsal bir bağ olduğu, dünya işlerinin bunun dışında tutulması anlayışıdır… Yapılacak tüm yasal düzenlemelerde ve uygulamada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve taraf olduğumuz diğer uluslararası sözleşmelerin ilkeleri gözetilecek, hak ve özgürlüklerin ihlaline izin verilmeyecektir…(Laiklik) Kadını ve erkeği eşit bir Türkiye’nin temel koşuludur… CHP, dini unsurların siyasi simge olarak kullanılmasını demokrasi anlayışı ile bağdaşmayan ve anayasamızın değiştirilemez hükümleriyle çelişen bir davranış olarak görür…”
CHP programında kadının ayrı ve özgür bir birey olduğunun vurgulanması elbette doğru ve haklı bir tespittir. Bundan yana en azından bu satırların yazarının herhangi bir kuşkusu yoktur. Nitelikli ve çağdaş eğitim almış, her şeyden önce kendi bireysel özgürlüğü ve donanımıyla toplum hayatında yer edinmiş bireylerden oluşan kadın topluluklarının da kuşkusu olmadığı gibi. Ne var ki, son ‘başörtüsü’ kanun teklifiyle CHP’nin kendi programında yer alan hedefleri ne ölçüde karşıladığını sorgulamak zorunlu ve meşrudur.
Programının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi dahil taraf olunan diğer uluslararası sözleşmelerin ilkelerinin gözetilmesi, hak ve özgürlüklerin ihlaline izin verilmemesi bölümüne gelince; türban formundaki başörtüsü hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararlar ve ortaya çıkan içtihat bellidir. Taraf olunan uluslararası sözleşmeleri gözetecek CHP’nin bu çerçevede alınan kararlardan bihaber olduğu varsayılamaz. Bu durumda ‘başörtüsü’ kanun teklifini, programında yer alan çok açık ifadelere rağmen neden gündeme getirdiğinin kimi çevrelerce sorgulanmasının da son derece doğal karşılanması gerekir.
Diğer yandan, CHP’nin iktidarda bulunmadığı da nesnel bir gerçekliktir. Dolayısıyla, ilan ettiği parti programı ile Meclise getirdiği son kanun teklifi arasındaki makasın açık olduğu gerçeği saklı kalmak kaydıyla CHP’ye kadın konusunda da yöneltilecek eleştirilerde adil ve makul olmak daha doğru bir bakış açısı oluşturur. Bu bağlamda söylenecek söz, başta CHP Genel Başkanı ile parti sözcülerinin bir söylem veya tasarı geliştirmeden önce kendi parti programlarında yazılı hususları iyice okuyup içlerine sindirmeleri ve toplumun önüne bu yönden de hazırlıklı çıkmaları gereğidir. Aksi takdirde, parti programlarında kendilerinin yer verdikleri gerçeklerin soğukluğu ve acımasızlığıyla yüzleşmek zorunda kalmaları kaçınılmazdır.
İktidarda bulunan AKP’ye gelince; her şeyden önce AKP parti programında kadına ayrılan bölüm son derece kısadır ve şu ifadeler göze çarpmaktadır: “Kadınlar sadece toplumumuzun yarısını oluşturdukları için değil, her şeyden önce birey ve sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde birinci derecede etkin oldukları için, yılların ihmali sonucu biriken her türlü sorunlarıyla ilgilenilmesi, partimizin öncelik verdiği bir konudur…Kadınla ilgili dernek, vakıf ve sivil toplum örgütlerine destek sağlanacak; kadınları ilgilendiren yasal düzenlemeler yapılırken bu örgütlerle işbirliği yapılacaktır… Kadına yönelik şiddetin ayrıca cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi, partimizin öncelikli politikaları arasında yer alacaktır. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile getirilen ilkelerin uygulanması sağlanacaktır…Mevzuatımızda kadın aleyhindeki ayrımcı hükümler ayıklanacaktır…”
Programda, kadının bir birey olduğu teslim edilmekle birlikte herhalde ‘fıtrat gereği’ kadın-erkek eşitliğine (cinsiyet eşitliği) dair bir ifadeye bu satırların yazarı rastlamamıştır. Her gün onlarca kadın cinayeti işlenirken, kadına karşı aile içi şiddet evlerden artık alenen sokaklara taşmışken, Türkiye’nin öncülüğünde vücud bulan, Meclisin onayladığı İstanbul Sözleşmesinden tek imzalı bir kararla çekilmekte beis görülmemiştir. Bu yapılırken, parti programı icabı hangi dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşuyla işbirliği veya danışmalar yapılmıştır? İstanbul Sözleşmesinden çekildikten sonra Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi acaba hangi çerçeveye konacak ve nasıl uygulanacaktır? Mevzuatımızda kadın aleyhine ayrımcı hükümlerin ayıklanmasında yine ‘ulemaya’ mı söz hakkı verilecektir?
Bu ve benzeri soruların yanıtlarını verirken iktidar partisi yetkili ve sözcülerinin parti programlarını birkaç kez okumalarında, söylemlerini bundan sonra dile getirmelerinde ve yasaların uygulanmasında programlarına bihakkın sahip çıkmalarında yarar vardır. Aksi halde ifade ettikleri hususların samimiyet testinden defalarca sınıfta kalması kaçınılmazdır.
İktidarın küçük ortağı MHP’nin programında ise kadına, Sosyal Hedef ve Politikalar ana başlığı altında iki alt bölümde yer verilmektedir. Birinci alt bölüm Aile, Kadın ve Çocuk başlığını taşımakta ve yaklaşık bir paragraftan oluşmaktadır. Bu alt bölümde MHP’nin kadın konusuna bakışı aile ve çocuk bağlamında anlatılmaktadır. Programın sonlarına doğru münhasıran kadına ayrılan çok kısa alt bölümde ise şu ifadeler yer almaktadır: “Kadınların eğitim düzeyleri yükseltilecek, kalkınma sürecinde, iş hayatında ve karar alma mekanizmalarında daha fazla rol almaları sağlanarak toplumsal konumları güçlendirilecektir. Kadınların istihdam edilebilirlikleri geliştirilerek işgücü piyasasında dezavantajlı konuma düşmeleri önlenecektir. Çalışmayan ev hanımlarına mesleki beceri kazandırılarak aile bütçesine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaları sağlanacaktır.” Programın kadın başlıklı bölümü bu cümlelerden ibarettir. Bunun yorumunu ise parti yöneticilerine, taraftarlarına ve genel olarak toplumun diğer geniş kesimlerine bırakmak daha doğru olacaktır.
Diğer onbir partinin programlarında kadınla ilgili bölümlere ise yukarıda ‘Ortak Paydalar’ ve ‘Farklılıklar’ başlıkları altında ve aşağıdaki karşılaştırma tablosunda kısaca ışık tutulmuştur.
Ortak Paydalar |
Farklılıklar |
Partiler, kadınlara yönelik ayrımcılık içeren ve kadınların eşit haklara sahip olmasını sınırlayan her türlü uygulama ve engel ile mücadele etmeyi taahhüt etmekte.
Partiler, kadınların arasındaki okur-yazarlık ve okullaşma oranının artırılması yönünde çalışacaklarını ve kırsal kesimlerde kız çocuklarının okula gönderilmemelerini önleyerek okullaşmayı en üst düzeye çıkaracaklarını ilan etmekte.
AKP, BBP, CHP, DP, DEVA, Gelecek Partisi, HDP, İyi Parti, MP, MHP, SP, TİP, YP ve ZP, kadına karşı şiddeti önleyici yasal düzenleme ve aile içi eğitim programlarının hayata geçmesini sağlamayı üstlenmekteler.
|
CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine atıfta bulunarak, kadını özgürleştirmek, çevre baskısından ve feodal yapı etkisinden kurtarmak, sosyolojik kökenden kaynaklanan sıkıntıları gidermek için eğitim, kültür yolunda sonuç alıcı çabalar göstermeyi üstlenmekte.
CHP, Çok Amaçlı Toplum Merkezi (ÇATOM) ve benzeri kuruluşları yaygınlaştıracaklarını ve Kadın Veri Merkezi, Kadın Merkezleri ve Ulusal Kadın Konseyi kurmayı hedeflemekte.
DP, Atatürk devrimlerinin altını çizerek, toplumsal ve siyasal yaşamda hak ve özgürlüklerini elde eden Türk kadınlarının günümüzde de başta siyasal ve eğitim hakları olmak üzere hak ve özgürlüklerinden yararlanabilmeleri için çalışmayı vaat etmekte.
İyi Parti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı “Kadın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” olarak yeniden yapılandıracağını açıklamakta.
BBP, kadın cinayetlerine idam cezası getireceklerini ilan etmekte.
MP, başta Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi) olmak üzere kadınların haklarını korumaya yönelik mevzuata saygı göstermeyi hedeflemekte.
HDP, parti programlarında kürtajın kadın hakkı olduğunu kaydetmekte.
CHP, TBMM çatısı altında bir Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu kurmayı ve çıkacak tüm yasaların kadın erkek eşitliği açısından değerlendireceğini ve uygulamaları takip etmeyi üstlenmekte.
İyi Parti, Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme haklarına atıfta bulunarak, siyasette “eşitlik” ilkesiyle hareket edeceğini ilan etmekte.
YP, partilerinde kadınların temsil oranının %50 olacağını ve mutlak eşitlik gözeteceğini taahhüt etmekte.
DEVA, kadınların girişimcilik kapasitelerini geliştirmek için kredi, finansal hizmetler, öz sermaye ve pazara erişim konularında destekleyici programlar oluşturmayı, finansal ve yasal okuryazarlığı arttırmayı hedeflemekte.
CHP, İş Kanunu’nu yeniden düzenleyerek, en az yüz işçi çalıştıran yerlerde devletin de desteğiyle kreş kurma zorunluluğu getirmeyi ve kendi hesabına çalışan girişimci kadınların kredi olanaklarının genişletilmesini sağlayacağını taahhüt etmekte.
|
KADININ GELECEĞİNE DAİR ANA HEDEF
Kadınla ve kadın giyim tarzıyla ilgili tartışmaların CHP’nin kanun teklifiyle birlikte yeniden su yüzüne vurmasıyla birlikte on dört partinin programında kadına dair bölümlerde yapılan bu karşılaştırmalı özet incelemeyi, toplumumuzda kadının statüsü ve eşitliğini ön plana çıkaran, onları herhangi bir ideolojiden bağımsız olarak bulundukları toplumların her türlü istismara açık nesneleri olarak değil, modern ve çağdaş uygarlığın vazgeçilmez özneleri, dolayısıyla erkeklerle eşit bireyleri olarak gören Kurucu Önderimiz Atatürk’ün, kadınlara dair şu rehber niteliğindeki ifadeleriyle bitirmek en uygun tercihi oluşturacaktır:
“.. kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir… Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur… Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur… Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”
Referanslar:
AK PARTİ. (2022). Akparti.org.tr. https://www.akparti.org.tr/parti/parti-programi/
GELECEĞE DOĞRU PARTİ PROGRAMI MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ. (n.d.). https://www.mhp.org.tr/usr_img/_mhp2007/kitaplar/mhp_parti_programi_2009_opt.pdf
İYİ PARTİ PROGRAMI. (n.d.). https://iyiparti.org.tr/storage/img/doc/iyi-parti-guncel-parti-program.pdf
Parti Programı. (n.d.). Hdp.org.tr. https://hdp.org.tr/tr/parti-programi/8/
Adil Devlet, Adil Paylaşım Seninle Olur. (n.d.). Adil Devlet, Adil Paylaşım Seninle Olur. https://saadet.org.tr/tr/program-detay/5ed7b4d5ca26b/atilmasi-gereken-adimlar
Program. (n.d.). Türkiye İşçi Partisi. http://tip.org.tr/en/program/
KET. (n.d.). https://www.memleketpartisi.org.tr/cms-uploads/parti-programi/memleket-partisi-parti-programi-dis-politika-uluslararasi-iliskiler.pdf
Partisi, B. B. (n.d.). Ana Sayfa – Büyük Birlik Partisi Resmi Web Sayfası-Parti Programı. https://www.bbp.org.tr
PARTİ PROGRAMI. (n.d.). Devapartisi.org. https://devapartisi.org/temel-metinler/parti-programi
Yenilik Partisi Parti Programı | Türkiye’de Yenilik Olacak. (n.d.). www.yenilikpartisi.org.tr https://www.yenilikpartisi.org.tr/parti-programi/
Parti Programı. (n.d.). www.dp.org.tr. http://www.dp.org.tr/parti-programi
Program | Gelecek Partisi. (n.d.). Gelecekpartisi.org.tr. https://gelecekpartisi.org.tr/partimiz/program
Cumhuriyet Halk Partisi. (n.d.). https://chp.org.tr/