“Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek başına kal daha iyi.” Mahatma Gandhi.
“Portrelerin yüzünü duvara çevirerek tarihi değiştiremezsin.” Pandit Cevahirlal Nehru.
2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgal ve ilhakı ile IŞİD’in Suriye ve Irak’ta sahne alması küresel düzenin köklü bir değişim içine girdiğine işaret etmekteydi. Bu gelişmeler karşısında küresel güç ABD’nin attığı bir seri adım gündeme tek/çok kutuplu dünya düzeni tartışmalarını getirdi. Başta Rusya olmak üzere tek kutupluluk eleştirisini politika yapım süreçlerinin merkezine oturtan aktörlerin küresel sisteme yönelik meydan okumaları, askeri güç kullanımını da içeren revizyonist birtakım politikaları karşımıza çıkarttı. Sonuçta yaşanan gelişmeler 1990’lardan itibaren istikrar kazanamayan küresel sistem üzerinde, 2000’li yılların hemen başından itibaren, yeniden sarsıcı etkiler yarattı.
Küresel düzenin savrulmalar yaşadığı bu yeni dönemde ABD merkezli tek kutuplu bir dünya düzeninin oluşmasının önüne geçecek, dengeleyici rol oynayabilecek güç ya da güçlerin kim olabileceği yönündeki değerlendirmeler gündemi meşgul etti. Bu değerlendirmeler ışığında Çin’in yükselen, ABD karşısında durabilecek başlıca rakip olarak görülmeye başlaması dünya siyasetinin temel taşlarını yerinden oynattı. Keskinleşen jeopolitik ve jeostratejik mücadele, küresel aktörler arasındaki ilişkiler üzerinde rekabete dayalı derin etkiler yarattı.
Süper güç ABD, Trump döneminden başlamak üzere, ekonomik-ticari-teknolojik kapasite itibarıyla kendisine en büyük rakip olarak beliren Çin’i gerek Asya-Pasifik’te gerekse diğer alt bölgelerde dengeleme ve çevrelemeye yöneldi. Bu küresel mücadele devam ederken, küresel sistemin evriminden rahatsızlık duyan Rusya’nın Ukrayna’da giderek saldırganlaşması ve takiben Ekim 2023’te Hamas’ın saldırıları ertesinde patlak veren İsrail-Filistin savaşı uluslararası gündemi daha da karmaşık bir hale soktu. Bu zorlayıcı koşullar altında Vaşington, rotasını tekrar Avrupa-Atlantik bölgesi ile Ortadoğu’ya çevirmek durumunda kaldı. Cephenin genişlemesi ve aciliyetler ile önceliklerin farklılaşması Çin ile olan gerilimde rekabetin dozunun bir ölçüde düşmesine[1] neden oldu. Başta ABD olmak üzere küresel ve bölgesel aktörler zorlu yeni şartlar altında iş birliği yapabilecekleri unsurları ve alanları yeniden tanımlama gayretine giriştiler. Küresel sistemin geleceğini şekillendirecek yeni güç mücadelesi bağlamında, NATO ve AB gibi Avrupa odaklı yapılanmalar stratejilerini ve önceliklerini dikkatle gözden geçirirken, kritik güç etkenlerine bağlı olarak, Asya-Pasifik bölgesinde ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya arasında tesis olunan AUKUS Paktı ile Hindistan’ı da kapsayan Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) gibi girişimler de gündemde yer edinmeye başladı. Sonuçta küresel terörizm başlığı altında devlet dışı aktörlerin yarattıkları tehditlerin yanına Rusya gibi geleneksel devletlerin yarattığı tehditlerin yeniden gündeme gelmesi başta ABD ve Çin olmak üzere küresel iddialara sahip olan aktörlerin bölgesel bağlantılarının önemini belirginleştirdi.
Bu karmaşık denklemde Hindistan gerek bölgesel etkileri gerekse küresel konumu dikkate alındığında, ABD ve Çin açısından ikili ve çoklu bağlantıları bakımından önemli ve değerli aktörlerden biri olarak öne çıkmakta. Bu iki büyük unsurun, bölgesel ve küresel tahayyülleri bakımından Hindistan ile ilişkilerini gözden geçirdikleri ve güçlendirme arayışına giriştikleri görülüyor. Eş zamanlı biçimde Hindistan’ın da kendisini küresel ve bölgesel ilişkilerde nasıl konumlandırdığının ve bu çerçevede yönünü nasıl belirleyeceğinin anlaşılması ise yeni küresel dengelerin belirlenmesi ve anlaşılması bakımından önem arz ediyor.
Hindistan: Düzensizlik Çağında Yeni Arayışlar
1947’de bağımsızlığını kazanan Hindistan’ın kurucu isimlerinin Hindistan’ı iki kutuplu küresel düzende Soğuk Savaş’ın yıkıcı etkilerinden korumak adına bloklar dışında tutmayı tercih ettikleri görülür. Bu çerçevede Hindistan, alternatif bir yol olarak gündeme gelen Bağlantısızlar Hareketinin lider aktörlerinden biri olarak hareket etmiştir. Hindistan’ın geçmişin mirası olarak bağlantısızlığı siyasal genlerinde taşımaya devam ettiğini, günümüzün karmaşık ilişkiler ağında dahi dengeci yaklaşımını sürdürmeye çalıştığını ve Soğuk Savaş döneminden bugüne çözümlenemeyen sorunlu konu başlıklarını bu bakış açısının belirleyici etkisi altında yeni dengeleri gözeterek ele aldığını gözlemlemek mümkündür.
Soğuk Savaş döneminden bugüne Hindistan dış ve güvenlik politikasının temel meseleleri olarak karşımıza Pakistan’la rekabeti ve Cemmu ve Keşmir sorununu, Çin’le yaşanan sınır anlaşmazlıklarını, Afganistan odaklı olarak 1970’lerden bugüne devam eden Güney Asya’ya hâkim olan güç mücadelesini ve Afganistan kaynaklı radikal aşırıcı akımların Hindistan’ın güvenliğine olan olumsuz etkilerini saymak mümkündür. Tüm bu konu başlıkları Hindistan’ın ABD, Çin ve Rusya gibi küresel aktörlerle olduğu kadar başta Pakistan, Afganistan ve İran olmak üzere bölgesel aktörlerle siyasi, askeri, ticari ve ekonomik ilişkilerini belirlemekte, bunlardan etkilenmektedir. Hindistan’ın bu denklemde, sorunun tarafı olmakla birlikte, büyük ve belirleyici bir aktör konumunda olduğu, dengelerin şekillenmesi bakımından etkin bir unsur olduğu aşikardır.
Dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Hindistan dünya ekonomisinin itici unsuru konumundaki ülkelerin örgütü olarak görebileceğimiz G20 üyesidir. Son dönemde Çin’i geçen nüfusu ve mevcut ekonomik kalkınma performansıyla[2] da 2050’li yıllarda ve ötesinde küresel siyasetin baş aktörlerinden biri olmaya adaydır. Yeni ve çığır açan teknolojiler alanında[3] önemli mesafeler kat ettiği görülmektedir. Hindistan resmen kabul edilmese de fiiliyatta nükleer bir güçtür. Ağustos 2023’te Ay’ın güneyine uzay aracı gönderen[4] ilk ülke statüsüne sahiptir. Bu genel fotoğrafa bakılarak geleceğin küresel güç merkezlerinden biri olacağı öngörülen Hindistan’ın bölgesel güvenlik sorunları karşısındaki yaklaşımları ve yüz yüze kaldığı iç sorunlar üzerinde dikkatle durulması ve Hindistan’ın oynayabileceği küresel ve bölgesel rollerin sınırlarının anlaşılabilmesi açısından önem arz etmektedir.
Çin mi ABD mi?
Hindistan’ın gerek Çin ile gerekse ABD ile olan ilişkileri siyasi, askeri, ekonomik ve güvenlik boyutlarını içeren karmaşık ilişkilerdir. Çin, Hindistan açısından hem bölgesel hem de küresel bir konu başlığı olarak belirginleşmektedir.
Hindistan’ın büyük küresel ikiliyle ticaret hacmine bakıldığından ABD’nin önde olduğu; ancak neredeyse birbirine denk ticaret hacminden bahsedilebilir. Hindistan ve Çin arasındaki ticaret hacmine[5] bakıldığında ise, 2022 yılı rakamlarıyla 136.26 milyar dolarlık bir ticaret hacmi karşımıza çıkmaktadır. Çin’le ticaretinde 118.77 milyar dolarlık ticaret açığı veren Hindistan açısından aleyhte bir durum söz konusudur.
Hindistan’ın Çin’le olan ticaret hacmi ABD’yle kıyaslandığında karşımıza farklı ve Hindistan lehine bir durum çıkmaktadır. Hindistan-ABD ticaret hacmi[6] 2022 yılı rakamlarıyla 191.8 milyar dolardır. Bu meblağın 118.8 milyar dolarını Hindistan’ın ABD’ye yaptığı ihracat oluşturmaktadır. ABD aleyhine olan mal ve hizmetlerdeki ticaret açığı yine 2022 yılı rakamlarıyla 45.7 milyar dolardır.
Her iki ülke ile ticarette toplamda Hindistan aleyhine bir denge karşımıza çıkmakla birlikte bu üç aktörün ekonomik ve ticari yapılarının birbirleriyle eklemlendiği söylenebilir. Bu durumun siyasi ilişkilerde bir tür denge yaratacağı ve Hindistan’ın gerek Vaşington gerekse Pekin ile dengeyi korumak isteyeceği ileri sürülebilir.
Küresel düzlemdeki son gelişmelere bu çerçevede bakıldığında Hindistan’ın QUAD çerçevesinde ABD’yle ilişkilerini ilerlettiği görülmektedir. Modi’nin Haziran 2023’te ABD’ye yaptığı dört günlük resmî ziyaret[7] vesilesiyle imzalanan anlaşmalar/sözleşmeler yoluyla inovasyon tabanlı sektörlerde, temiz ve yenilebilir enerjide ve uçak motoru üretimi dahil savunma sanayinin kritik bileşenlerinde çok ciddi meblağlara baliğ olacak bir ticarî sürece hayat verilmiştir.
Diğer bir önemli gelişme, Eylül 2023’te Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi’nde açıklanan Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC)[8] girişimidir. Bu girişimin, 7 Ekim 2023’te başlayan ve Ortadoğu’daki dengeleri altüst eden İsrail-Filistin çatışmasına bağlı olarak gerçekleşme olasılığı an itibarıyla bulanıklaşmışsa da, bunu Hindistan ile ABD’nin başını çektiği Batılı ülkeler arasında yeni bir arayış içinde olunduğunun işareti olarak değerlendirmek mümkündür. Bu büyük proje, karşımızdaki sınırlılık ve belirsizliklere rağmen ABD’nin Çin’le olan stratejik rekabetindeki niyeti ile Hindistan’ın Güney Asya ve ötesinde kendisini nereye konumlandırmaya yöneldiğine dair belirtileri bünyesinde barındırmaktadır. IMEC’in, ortaya koyulan gelecek tahayyülleri dikkate alındığında, bölgenin ve ana aktörlerin konumları bakımından önemli bir rol oynayacağı öngörülebilir.
Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerle girişilen bu arayışların Çin’i dengelemeyi hedeflediği de söylenebilir. Çin’in küresel ağ kurma girişimlerinin Hindistan’ı da içeren Hint Okyanusu ve yakınında daha sert yansımaları söz konusudur. Nitekim Çin’in Gwadar limanına yapılan yatırımlarla yetinmeyip borç tuzağına düşen Sri Lanka’nın Hambantota[9] limanının çoğunluk hisselerini ve işletme hakkını devralması, Hint Okyanusu’na güç yansıtmak amacıyla Sri Lanka ile liman kolaylıkları konusunda anlaşmaya vararak 2017 yılında Cibuti’de donanma üssü kurması Hindistan açısından işbirliği-rekabet sarmalında rekabeti öne çıkartmaktadır.
Nitekim Gwadar’dan başlayıp Cibuti’ye uzanan deniz hattı Hindistan’ı denizden çevreleyen bir kuşak olma özelliğini taşımakta; dolayısıyla Hindistan için bir güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Bu çerçevede, küresel sistemde Ukrayna’daki savaş ve Ortadoğu’daki çatışmalara rağmen Asya-Pasifik odağını koruyan ABD, Çin’le olan rekabetinde Hindistan’ı, Güney Asya’da Çin’i dengelemede önemli bir aktör olarak yanında tutmaya yönelmiştir. Hindistan’ın buna cevabı bölgesel ve küresel dengeler açısından önem arz etmektedir.
Hindistan-Rusya İlişkileri Nasıl Gelişti ve Hangi Aşamada?
Nisan 1947’de Hindistan ile Sovyetler Birliği arasında kurulan diplomatik ilişkilerin seyri incelendiğinde, Soğuk Savaşın sonuna değin Bloklar dışında kalmayı dış politikasının ana ekseni olarak belirleyen Hindistan’ın, Rusya ile olan ilişkileri düzenli ve istikrarlı bir çizgide ilerlemiştir. Hindistan, Rusya ile olan bağlarını, çıkarları gereği, yeri geldiğinde ABD’ye veya Çin’e karşı kullanmak suretiyle ince bir dengeleme politikasını da başarıyla sürdürmüştür.[10]
Rusya’nın Batıyla olan ilişkilerinin olumlu seyrettiği dönemde Ekim 2000’de iki ülke arasında imzalanan “Hindistan-Rusya Stratejik Ortaklık Deklarasyonu” dikkat çekmektedir. Bu stratejik ortaklığın düzeyi, zamanın Rusya Devlet Başkanı Medvedev’in Aralık 2010’da Hindistan’a yaptığı resmî ziyaret vesilesiyle “özel ve ayrıcalıklı stratejik ortaklık” boyutuna evrilmiştir.
Stratejik ortaklık çerçevesinde yapılan Yıllık Zirvelerin 2021’den bu güne kesintiye uğradığı dikkati çekmektedir. Rusya’nın Ukrayna’ya Şubat 2022’de başlattığı saldırının yaklaşık iki yıl ardından Hindistan Dışişleri Bakanı’nın Aralık 2023’te yaptığı Moskova ziyareti ve bu ziyarette Putin tarafından kabul edilmesi iki ülke ilişkilerine yeni bir ivme kazandırılacağı yönündeki Rus beklentilerini arttırmıştır. Bu ziyaret sonunda Hint Dışişleri Bakanı’nın iki ülke arasındaki Yıllık Zirve uygulamasına 2024’te tekrar başlanacağı yolundaki ifadeleri merak uyandırmıştır.[11]
Çin’le olan sınır anlaşmazlığı ve Çin’in, Pakistan üzerinden Hindistan’ı dengeleme siyaseti Hindistan’ın Çin karşısında Rusya’yı halen yanında tutmak istemesinin başlıca nedenleri arasındadır. Diğer yandan, Hindistan bu siyaseti izlerken Çin ile Rusya arasında mevcut koşullarda “sınırsız ortaklık” ilişkisi kurulmuş bulunduğunu da gözetmek durumundadır. Bu ikiliye karşı bir denge oluşturma arayışı doğrultusunda başta ABD olmak üzere Batıyla olan ilişkilerini geliştirmeye yöneldiği açıkça görülmektedir. Dolayısıyla, son dönemdeki gelişmeler Hindistan’ın kuruluşundan bu yana benimsediği küresel güçler arasında olabildiğince denge sağlamaya dönük tarihî refleksini koruduğunu göstermektedir. Öte yandan, bu ince çizginin, rekabet içindeki ABD-Çin ilişkilerinin gelecekteki seyrine ve Ukrayna savaşı ertesinde Rusya’nın bulunacağı konuma göre Hint yöneticilerince yeniden ayarlanacağı öngörülebilir. Hint-Pasifik bölgesinde yeniden şekillenecek dengeler karşısında Hindistan’ın yeni ittifak arayışlarına girmesi sürpriz olmayacaktır.
Güvenlik mi Ticaret mi?
Küresel ve bölgesel güvenlik bağlamında Hindistan’ın son dönemde ABD’yle birlikte icra ettiği askerî tatbikatların[12] sayısındaki artış dikkati çekmektedir. Hindistan’ın küresel rekabette ABD’yi Çin’e karşı önemli bir denge unsuru olarak yanında tutmaya yöneldiği söylenebilir. Bu denklemde ABD’nin de Hindistan’ı, Asya-Pasifik’te Çin’e karşı çıkarlar temelinde bir anlayışla bir pivot aktör olarak ‘parlattığı’ öne sürülebilir. Nitekim, Eylül 2023’te Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi vesilesiyle ABD’nin ön almasıyla IMEC girişiminin açıklanmış olması ABD’nin, Asya-Pasifik’te Hindistan’la ilişkiler bağlamında geleceğe dönük yaklaşım açısını ortaya koyması bakımından kayda değerdir.
Diğer yandan, 2009’da hayata geçirilen BRICS’in kurucu üyesi olan, 2017’de Şangay İşbirliği Örgütü’ne katılan ve çıkarları gerektirdiğinde “Küresel Güney”in sesi[13] olmaya özen gösteren Hindistan’ın, geçmiş tarihinden devraldığı müktesebatı da gözetecek yönde küresel rekabet ortamında olabildiğince büyük güçleri dengelemeye dönük bir yol izlemeyi yeğlediği de gözlenmektedir. Bu çerçevede, hem ekonomik-ticarî ilişkilerinde hem güvenlik-savunma alanında stratejik otonomisini koruyarak kendisine yeni alanlar açmaya çalışacağı değerlendirilebilir.
Hindistan açısından Çin tehdidi bağlamında belirtilmesi gereken bir diğer güvenlik/tehdit boyutu Pakistan ve Çin ile eş zamanlı olarak karşı karşıya kalınması ihtimalidir. İki ayrı cephede (Pakistan ve Çin), düşük yoğunluklu olsa da eşzamanlı bir çatışma potansiyeli herhalde Hint yöneticileri için bir kâbus senaryosudur. Bu ihtimale yönelik olarak Hindistan yönetiminin 2020 yılında Hint savunma sanayini güçlendirmek ve yerlileştirmek üzere “Savunma Tedarik Usulleri” (DAP)[14] başlığı altında yaklaşık yedi yüz sayfalık takibi ve okunması güç bir belgeyi açıkladığı görülmektedir. Bu belgeye rağmen Hint devlet kurumları ve silahlı kuvvetlerinin gelecek yıllara dönük bir güvenlik stratejisinin olduğu söylenemez. Üstelik, DAP belgesinin hangi tehdit değerlendirmesi üzerine inşa edildiği de belirsizdir. Savunma gereksinimleri boşlukta belirlenemeyeceğine göre bu derecede kapsamlı bir belgenin hazırlanma gerekçesinin Hint kamuoyuna izah edilmesi gereği açıkta kalmaktadır. Bu tür ikircikli ve açık uçlu bir yaklaşım, köklü bir değişimden geçen küresel güvenlikte gözlenen eğilimleri dikkate alan Hindistan güvenlik-savunma camiasından kimi uzmanların eleştirilerine[15] doğal olarak maruz kalmaktadır. Dolayısıyla, başta Hindistan Devlet Başkanı Modi olmak üzere Hint yöneticilerinin söylemleri dışında Hindistan’ın önümüzdeki on yıllara dönük olarak açıkladığı somut bir strateji belgesi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, Hindistan’ın pratikte izlediği geleceğe yönelik stratejisinin izdüşümlerini yönetici sınıfın davranışlarında aramak daha doğru bir yöntem olacaktır.
ABD ve bazı Avrupalı girişimcilerin yatırımlarını Çin’den çekip, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelere kaydırmalarından nasıl ve ne şekilde yararlanacağının yakından izlenmesi bu ülkenin en azından teknolojik atılımlarda benimseyeceği stratejiye dair ipuçları verecektir.
Hindistan’ın hemen yanı başında dünya sahnesine küresel bir aktör olarak çıkan Çin’i mevcut koşullarda ve gelecekte nasıl dengelemeyi öngöreceğinin yakından mercek altında tutulması ise, Asya-Pasifik bölgesindeki gelişmelerin seyrini anlamak açısından önemlidir.
Hindistan’ın geleceğini analiz ederken üzerinde durulmaya değer bir diğer konu başlığı ise iç siyasi dengelerdir. Bağımsızlığını kazandığından bu yana bölgesinde demokrasiyi yaşatmaya gayret eden Hindistan’ın, Modi yönetimiyle birlikte giderek popülizme kaydığı görülmektedir. Hindu milliyetçiliğini öncelemek suretiyle heterojen bir yapıya sahip Hint toplumunun diğer kesimlerinin ve azınlıklarının seslerini bastırmaya çalışan Modi’nin iktidarı[16] boyunca ve sonrasında Hindistan’ın sosyo-ekonomik tablosunun[17] nereye evrilebileceğini kestirmek kolay olmamakla birlikte mevcut kalkınma hızını sürdürdüğü takdirde bu ülkenin parlak bir geleceğe doğru ilerleme şansının yüksek olduğu söylenebilir.
Türkiye ve Hindistan: Yeniden Asya Açılımında Çalışmayan/Bozuk Radarlar
Hindistan’ın 2030’lu yılların ötesinde[18] küresel siyasetteki konumunun yükseleceği varsayımından hareketle Türkiye-Hindistan ilişkilerinin geleceğinin irdelenmesi önem taşımaktadır. Türkiye, 2010’dan itibaren Asya-Pasifik bölgesindeki ülkelerle ilişkilerini ikili ve çoklu çerçevelerde geliştirmeyi hedeflemektedir. Ankara, bölge ülkelerinden Japonya, Güney Kore, Avustralya, Endonezya, Singapur ve Malezya gibi ülkelerle stratejik düzeyde ilişkiler kurmayı başarmıştır. Alt kıta ülkelerinden Pakistan ve Bangladeş’le olan ilişkileri ise tarihten gelen dostluk bağlarına dayanmaktadır. Vietnam başta olmak üzere Güneydoğu Asya ülkeleriyle olan ilişkilerin de zenginleştirildiği bir süreç karşımıza çıkmaktadır.
Ankara, çoklu çerçevede, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ile Dostluk ve İşbirliği Anlaşmasına taraf olmuş, 2017’de Sektörel Diyalog Ortaklığı kurmuştur. 2012 yılında Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’nün Diyalog Ortağı olarak kabul edilmiştir.
2010 yılında başlatılan sürecin Ağustos 2019’da Dışişleri Bakanlığının ilân ettiği “Yeniden Asya Açılımı” girişimine sağlam bir zemin oluşturduğuna şüphe yoktur. Açıklanan bu Açılımın çeşitli yönleri Türk akademi dünyasının da katılımıyla Mayıs 2021’de Ankara’da düzenlenen “Asya-Pasifik Çalıştayı”nda ele alınmış, bu etkinliğe sunulan tebliğler ışığında bir Sonuç Bildirgesi yayımlanmış ve Açılımın ilerletilmesi için bir dizi hedef belirlenmiştir.[19] Bu hedeflerin günümüze değin ne ölçüde karşılandığı bütüncül bir çerçevede kamuoyuyla henüz paylaşılmamıştır. Dolayısıyla, hedeflerin uygulanması bağlamında veri yokluğunda ampirik ölçüm yapmak mümkün olamamıştır.
Asya-Pasifik Çalıştayı’nda biri doğrudan, diğeri dolaylı olarak Hindistan’a dair iki tebliğ sunulmakla yetinildiği dikkat çekmektedir. Sonuç Bildirgesi’nde yer verilen hedeflerde ise Hindistan’a herhangi bir atıfta bulunulmamaktadır. Bu itibarla, zorlamayla yapılacak bir çıkarsama olsa da, Çalıştay’da Hindistan’ın “işlevsel yapılanma” ölçütü altında değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Gereksinimlere dayalı “kazan-kazan olgusu” temelinde de Hindistan’ın hiç zikredilmemesi dikkat çekmektedir.
Türkiye-Hindistan İlişkilerinde Ne Yapılmalı?
Güney Asya ölçeğine baktığımızda Türkiye-Hindistan ilişkilerinde diğer bölge ülkeleriyle olan ilişkilere kıyasla arzulanan mesafenin alınıp alınmadığı sorgulanmalıdır. Bu bağlamda, Türkiye’nin bölgeyle olan ilişkileri açısından Hindistan’ı Asya-Pasifik’in eksik halkası olarak nitelemek mümkündür.
Nüfusunun beşte birini (ki bu nüfus yaklaşık olarak Endonezya’nın nüfusuna denk gelmektedir) Müslüman toplulukların oluşturduğu, Kurtuluş Savaşımızda sadece Hint Müslümanlarından değil, Hindu liderlerden ve topluluklardan da destek almış, dolayısıyla hem uzak hem yakın tarihimizde önemli rolü bulunan Hindistan’la ilişkiler büyük ölçüde Pakistan’la olan bağların ipoteği altında durağan sayılabilecek ölçüde seyretmektedir.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi[20] 2022 verilerine göre 10.71 milyar dolar seviyesindedir. Türkiye’den Hindistan’a yapılan üst düzeyli son ziyaret, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2017 İlkbahar’ında Yeni Delhi’ye gerçekleştirdiği ziyarettir. İkili çerçeve dışında G20 Zirveleri vesilesiyle iki ülke liderleri temaslarda bulunmakta; ancak bu temaslar 2017’deki resmî ziyarette açıklanan hedeflerin[21] tutturulmasına hizmet etmemektedir. Dolayısıyla, Hindistan’ı neredeyse dışarıda bırakan “Yeniden Asya Açılımı” girişiminin “kazan-kazan” ölçütünden esinlenmek suretiyle Türkiye-Hindistan ilişkilerinin çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesi için yeni bir yol haritasına gereksinim bulunmaktadır.
Sözkonusu yol haritasına dahil edilmek üzere ilk planda akla gelen unsurları şöylece toparlamak mümkündür:
- Hindistan Başbakanı Modi, 2024’te gerçekleştirilmek üzere iade-i ziyaret için Türkiye’ye davet edilmelidir.
- Bu resmî ziyaret vesilesiyle iki ülke arasında diplomatik-kültürel ilişkilerin ötesine geçecek şekilde ekonomik-ticarî-teknolojik işbirliğini ileriye götürecek anlaşmaların imzalanması sağlanmalıdır.
- Resmî ziyaret münasebetiyle öncesinde veya sonrasında Türkiye-Hindistan-Pakistan üçlü zirvesi düzenlenmesi ve bu zirve vesilesiyle Hindistan-Pakistan ikili ilişkilerindeki sınamaların geleceğe dönük yapıcı bir anlayışla ele alınmasının sağlanması yolunda girişimde bulunulmalıdır. Burada, Asya-Pasifik bölgesi için kurgulanan açılımın “kazan-kazan” formülü esas alınmalıdır.
- Türkiye-Hindistan ekonomilerinin birbirlerini tamamlayan özellikler taşıdığı dikkate alınarak Hindistan’la başta Yapay Zeka olmak üzere uzay dahil yeni ve çığır açan teknolojilerde[22] işbirliği başlatılmalıdır. Hindistan’ın 5G ve kuantum teknolojilerindeki birikimlerinden karşılıklı çıkara dayalı olarak yararlanılmasının yolları aranmalıdır.
- Savunma sanayinde iki ülke arasında gerçekleştirilebilecek işbirliği olanaklarının araştırılması düşünülmelidir.
- Hizmet, tarım, sağlık, lojistik ve bağlantılılık sektörlerinin her iki ülkeye sunabileceği imkân ve kolaylıklar belirlenmelidir.
- Hindistan’ı Orta Koridor’a bağlayacak öneriler geliştirilmeli; bu çerçevede Pakistan’ın, olumlu bir rol oynamaya dönük arayış ve açılım içine girmesi teşvik olunmalıdır.
- Diğer birçok bölge ülkesiyle olduğu gibi Hindistan’la istişare ve işbirliğini düzenli ve kalıcı bir temele oturtacak bir mekanizma tesis olunmalıdır.
- İki ülkenin akademik kurumları ve hükümet dışı sivil toplum birimleri arasındaki temasların arttırılmasını sağlayacak bir çerçeve tesis olunmalıdır.
- Türk dilinin Hindistan’da, Hint dillerinin Türkiye’de öğretilmesine dönük bir mutabakata varılmalıdır. Benzer bir mutabakatın tarih disiplini için de güncellenmesini hedefleyen bir yaklaşım geliştirilmelidir.
Mevcut Küresel Rekabette Türkiye-Hindistan İlişkilerinin Geleceği Ne Olabilir?
Türkiye-Hindistan ilişkilerinin geleceği, Türkiye’nin Pakistan ve Rusya gibi bölgesel aktörlerle olan karmaşık ilişkilerinin yanı sıra Çin ve ABD’ye karşı değişme eğilimine giren tutumu da dahil olmak üzere çeşitli faktörlere dayalı olarak analiz edilebilir.[23] Türkiye-Hindistan ilişkilerini şekillendiren temel unsurlar aşağıdaki tabloda özetlenebilir:
Pakistan Faktörü: |
Türkiye’nin özellikle Keşmir konusunda Pakistan’a verdiği tarihi destek, Hindistan ile gerilimlerin oluşmasına neden olmaktadır. |
Ticari ve Ekonomik Çıkarlar: |
Hindistan, Türkiye’nin Doğu Asya’daki en büyük ikinci ticaret ortağıdır ve iki ülke sektörleri arasında genişletilmiş iş birliği potansiyeline sahiptir. |
Bölgesel Dinamikler: |
Türkiye’nin Suriye, Libya ve Karabağ gibi bölgesel çatışma yönetimine müdahil olması, istikrar ve barışa yönelik ortak çıkarlar göz önünde bulundurulduğunda, jeopolitik bir dengeleme eylemi[24] sürdüren Hindistan ile iş birliği için fırsatlar yaratmaktadır. |
Küresel İttifaklar: |
Türkiye’nin BRICS grubu[25] gibi girişimlere olan ilgisi Batı’ya alternatif çok taraflı yapılar ile ilişkileri geliştirmeye yönelik isteğine işaret etmektedir. |
Sınamalara rağmen, Türkiye ve Hindistan’ın ticaret, teknoloji ve enerji gibi alanlarda iş birliği yapmaları için fırsatlar mevcuttur.
Türkiye ve Hindistan arasında gelecekte iş birliği yapılabileceği potansiyel alanlar aşağıdaki tabloda özetlenebilir:
Yeniden Asya Girişimi’nde Hindistan’ın Rolünün Artması |
Hindistan’ın, Türkiye’nin “Yeniden Asya” Girişimindeki rolü, ekonomik ve ticari bağların genişletilmesinin yanı sıra bölgeler arası hassas konuların ele alınmasını da içerebilir. Böylece, Türkiye daha fazla ekonomik katılım ve bölgesel iş birliğini teşvik etmek için Asyalı ortaklarıyla ekonomik ve ticari bağlarını genişletebilir. |
Siber Güvenlik |
Hindistan ve Türkiye siber güvenlik önlemlerini geliştirmek ve siber tehditlere karşı korunmak için birlikte çalışabilir. |
İnşaat |
Hindistan’ın 50 milyon konut inşa etme planı ve Türkiye’nin inşaat sektöründeki uzmanlığı göz önüne alındığında, her iki ülke de inşaat ve altyapı-üstyapı projelerinde iş birliği yapabilir. |
Enerji |
Enerji sektöründeki ortaklık, Hindistan’ın artan enerji ihtiyacını ve Türkiye’nin bu alandaki olanaklarını kullanarak ortak girişimler ve yatırımlar için fırsatlar sunmaktadır. Örneğin, her iki ülke de yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaktadır. Güneş, rüzgâr ve hidroelektrik enerjisi ile ilgili projelerde iş birliği yapmak enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini artırabilir. Enerji santralleri ve iletim ağları gibi enerji altyapısı geliştirme alanındaki ortak girişimler, enerjiye erişimi ve güvenilirliği artırarak her iki ülkeye de fayda sağlayabilir. |
Enerji Verimliliği |
Sanayide ve evlerde enerji verimliliğini artırmaya yönelik en iyi uygulamaların ve teknolojilerin paylaşılması, enerji tüketimini ve maliyetini azaltmada karşılıklı fayda sağlayabilir. |
Araştırma ve Geliştirme |
Enerji teknolojilerinde araştırma ve geliştirme girişimlerinde iş birliği yapmak, yenilikçiliği teşvik edebilir ve küresel enerji pazarında her iki ülke için yeni fırsatlar yaratabilir. |
Ticari ve Ekonomik İlişkiler: İki ülke arasında ticareti yapılan başlıca mallardan bazıları aşağıda belirtilmiştir.
Hindistan’dan Türkiye’ye:[26]
Petrol Ürünleri (160 milyon dolar)
Demir ve Çelik (119 milyon dolar)
Suni iplik, kumaşlar (84 milyon dolar)
Oto bileşenleri/parçaları (75 milyon dolar)
Telekom araçları (68 milyon dolar)
Endüstriyel makineler (53 milyon dolar)
Türkiye’den Hindistan’a:
Altın (227 milyon dolar)
Bitkisel yağlar (220 milyon dolar)
Granit, doğal taşlar (186 milyon dolar)
Elektrikli makine ve ekipman (179 milyon dolar)
Demir ve çelik (170 milyon dolar)
İnorganik kimyasallar (141 milyon dolar) |
İki ülke arasında serbest ticaret anlaşması imzalanması gibi girişimler yoluyla ekonomik bağların güçlendirilmesi karşılıklı ekonomik angajmanı derinleştirebilir ve uzun vadeli iş birliğini teşvik edebilir. 2023 yılı itibariyla Türkiye ile Hindistan arasındaki ticari ilişkiler yaklaşık 13,81[27] milyar dolara ulaşarak daha derin ekonomik iş birliği için güçlü bir temel oluşturmuştur. Ticaret dengesi Hindistan’ın lehine olup, Hindistan’ın ithalatı Türkiye’nin ihracatından daha yüksektir. Ticaret açığını azaltmak için Türkiye, Hintli yatırımcıları inşaat, enerji ve turizm gibi çeşitli sektörlere katılmaya teşvik etmektedir. Pakistan’la ilgili tarihi gerilimler ve stratejik önceliklerdeki farklılıklar gibi bazı sınamalara rağmen, Türkiye ve Hindistan arasında ikili ticaretin geliştirilmesi ve karşılıklı fayda sağlayan ekonomik iş birliğinin teşvik edilmesi için büyük bir potansiyel bulunmaktadır.
|
Çok Taraflı Katılım |
Her iki ülke de daha geniş ölçekte karşılıklı ekonomik büyümeyi teşvik etmek için çok taraflı forumlarda birlikte çalışabilir. |
Sonuç olarak, küresel düzenin gelecekteki ana güç merkezlerinden biri olmaya aday Hindistan’la ilişkilerin mevcut durağanlığını aşıp, bunlara daha geniş bir alanda yeni içerik ve zenginlik katmak Türkiye’nin olduğu kadar Hindistan’ın da çıkarınadır. “Yeniden Asya Açılımı”nın en azından ruhu iki ülke arasındaki ilişkilerin ikili ve çoklu çerçevelerde geleceği öngören bir çerçevede ilerletilmesini zorunlu kılmaktadır.
Kaynakça:
Alperen, Ü. (2023). Hindistan’ın Kuzey-Güney arasında köprü misyonu. Independent Türkçe. https://www.indyturk.com/node/615716/d%C3%BCnyadan-sesler/hindistan%C4%B1n-kuzey-g%C3%BCney-aras%C4%B1nda-k%C3%B6pr%C3%BC-misyonu
BBC News Türkçe. (2023). Hindistan’ın keşif aracı Ay yüzeyinde “ilk adımlarını” attı. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/articles/cv215evnejlo
Chakravorti, B. (2023). Is India the world’s next great economic power? Harvard Business Review. https://hbr.org/2023/09/is-india-the-worlds-next-great-economic-power?
Chaturvedi, M. (2023). National Technology Day: Seven tech trends that will shape India’s future. NDTV Profit. https://www.ndtvprofit.com/technology/national-technology-day-seven-tech-trends-that-will-shape-indias-future
Chinese firm pays $584 million in Sri Lanka port debt-to-equity deal. (2018). Reuters. https://www.reuters.com/article/idUSKBN1JG2Z5
Chivvis, C. S., Coşkun, A. ., & Geaghan‑Breiner, B. (2023). Türkiye in the emerging world order. Carnegie Endowment for International Peace. https://carnegieendowment.org/2023/10/31/t-rkiye-in-emerging-world-order-pub-90868
Congressional Research Service. (2023). India-U.S.: Major Arms Transfers and Military Exercises. CRS Reports. https://sgp.fas.org/crs/row/IF12438.pdf
Dalay, G. (2023). How will geopolitics shape Turkey’s international future? Chatham House – International Affairs Think Tank. https://www.chathamhouse.org/2023/06/how-will-geopolitics-shape-turkeys-international-future
DEİK. (2017). Hindistan-Türkiye İş Forumu Sonuç Raporu. DEİK Sonuç Raporu. https://www.deik.org.tr/uploads/sonuc-raporu_-format-543.pdf
DEİK. (t.y.). MILESTONE IN ECONOMIC AND TRADE RELATIONS BETWEEN TURKEY AND INDIA . . . https://www.deik.org.tr/press-releases-milestone-in-economic-and-trade-relations-between-turkey-and-india
Dündar, A. M., & Özay, M. (2022). Asya-Pasifik Çalıştayı Yeniden Asya Açılımı Çerçevesinde Fırsatlar ve Zorluklar Bildiriler Kitabı. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yayınları.
Embassy of India, Beijing. (t.y.). https://www.eoibeijing.gov.in/eoibejing_pages/MjQ,
Exploring India Turkey Trade and Economic Relations | IBEF. (t.y.). India Brand Equity Foundation. https://www.ibef.org/indian-exports/india-turkey-trade
Freeman, C. & Levine, R. & Sung, R & Tsering, L. (2023). Biden and Xi at APEC: Averting further crisis in U.S.-China relations. United States Institute of Peace. https://www.usip.org/publications/2023/11/biden-and-xi-apec-averting-further-crisis-us-china-relations
Government of India, Ministry of Defence. (2020). DEFENCE ACQUISITION PROCEDURE 2020. https://www.ddpmod.gov.in
India. (t.y.). Office of The United States Trade Representative. https://ustr.gov/countries-regions/south-central-asia/india#:~:text=U.S.%20goods%20and%20services%20trade,billion%3B%20imports%20were%20%24118.8%20billion.
Krishnankutty, P. (2023). How India’s imports from Turkey outpaced exports in 2022, bucking 2-year trend. ThePrint. https://theprint.in/economy/how-indias-imports-from-turkey-outpaced-exports-in-2022-bucking-2-year-trend/1345578/
Madhani, A., & Boak, J. (2023). Biden, Modi and G20 allies unveil rail and shipping project linking India to Middle East and Europe | AP News. AP News. https://apnews.com/article/biden-modi-infrastructure-g20-europe-middle-east-eb8988dfbd6c9c6f2c411c893d548333
Marjani, N. (2022). India and Turkey still searching for a breakthrough. The Diplomat. https://thediplomat.com/2022/09/india-and-turkiye-still-searching-for-a-breakthrough/
Menon, R. (2021). India must chart out a national security strategy for a changing geopolitical world. The Wire. https://thewire.in/security/india-must-chart-out-a-national-security-strategy-for-a-changing-geopolitical-world
Miller, M. C. (2023). What did Prime Minister Modi’s state visit achieve? Council on Foreign Relations. https://www.cfr.org/blog/what-did-prime-minister-modis-state-visit-achieve
Moriguchi, J. (2023). INDIA’S “GLOBAL SOUTH” STRATEGY —FOCUSING ON DIPLOMATIC RELATIONS WITH AFRICA—. Mitsui & Co. Global Strategic Studies Institute. https://www.mitsui.com/mgssi/en/report/detail/__icsFiles/afieldfile/2023/10/19/2309f_moriguchi_e.pdf
The Economist. (2024). Narendra Modi’s illiberalism may imperil India’s economic progress. The Economist. https://www.economist.com/leaders/2024/01/18/narendra-modis-illiberalism-may-imperil-indias-economic-progress
Vaishnav, M. (2024). Is India’s rise inevitable? The roots of New Delhi’s dysfunction. Foreign Affairs. https://www.foreignaffairs.com/reviews/indias-rise-inevitable?check_logged_in=1
[1] Freeman, C. & Levine, R. & Sung, R & Tsering, L. (2023). Biden and Xi at APEC: Averting further crisis in U.S.-China relations. United States Institute of Peace. https://www.usip.org/publications/2023/11/biden-and-xi-apec-averting-further-crisis-us-china-relations
[2] Chakravorti, B. (2023). Is India the world’s next great economic power? Harvard Business Review. https://hbr.org/2023/09/is-india-the-worlds-next-great-economic-power?
[3] Chaturvedi, M. (2023). National Technology Day: Seven tech trends that will shape India’s future. NDTV Profit. https://www.ndtvprofit.com/technology/national-technology-day-seven-tech-trends-that-will-shape-indias-future
[4] BBC News Türkçe. (2023). Hindistan’ın keşif aracı Ay yüzeyinde “ilk adımlarını” attı. BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/articles/cv215evnejlo
[5] Embassy of India, Beijing. (t.y.). https://www.eoibeijing.gov.in/eoibejing_pages/MjQ,
[6]India. (t.y.). Office of The United States Trade Representative. https://ustr.gov/countries-regions/south-central-asia/india#:~:text=U.S.%20goods%20and%20services%20trade,billion%3B%20imports%20were%20%24118.8%20billion.
[7] Miller, M. C. (2023). What did Prime Minister Modi’s state visit achieve? Council on Foreign Relations. https://www.cfr.org/blog/what-did-prime-minister-modis-state-visit-achieve
[8] Madhani, A., & Boak, J. (2023). Biden, Modi and G20 allies unveil rail and shipping project linking India to Middle East and Europe | AP News. AP News. https://apnews.com/article/biden-modi-infrastructure-g20-europe-middle-east-eb8988dfbd6c9c6f2c411c893d548333
[9] Chinese firm pays $584 million in Sri Lanka port debt-to-equity deal. (2018). Reuters. https://www.reuters.com/article/idUSKBN1JG2Z5
[10] Unnikrishnan, Nandan and Ankita Dutta (2023). Tracing the Strategic Dimensions of India-Russia Relations, ORF Special report No.21.
[11] Hedlund, Stefan (2024). “India-Russia Relations Show Renewed Spark”, GIS Report, https://www.gisreportsonline.com/r/indo-russian-friendship-is-being-reaffirmed/
[12] Congressional Research Service. (2023). India-U.S.: Major Arms Transfers and Military Exercises. CRS Reports. https://sgp.fas.org/crs/row/IF12438.pdf
[13] Moriguchi, J. (2023). INDIA’S “GLOBAL SOUTH” STRATEGY —FOCUSING ON DIPLOMATIC RELATIONS WITH AFRICA—. Mitsui & Co. Global Strategic Studies Institute. https://www.mitsui.com/mgssi/en/report/detail/__icsFiles/afieldfile/2023/10/19/2309f_moriguchi_e.pdf
[14] Government of India, Ministry of Defence. (2020). DEFENCE ACQUISITION PROCEDURE 2020. https://www.ddpmod.gov.in
[15] Menon, R. (2021). India must chart out a national security strategy for a changing geopolitical world. The Wire. https://thewire.in/security/india-must-chart-out-a-national-security-strategy-for-a-changing-geopolitical-world
[16] Vaishnav, M. (2024). Is India’s rise inevitable? The roots of New Delhi’s dysfunction. Foreign Affairs. https://www.foreignaffairs.com/reviews/indias-rise-inevitable?check_logged_in=1
[17] The Economist. (2024). Narendra Modi’s illiberalism may imperil India’s economic progress. The Economist. https://www.economist.com/leaders/2024/01/18/narendra-modis-illiberalism-may-imperil-indias-economic-progress
[18] Alperen, Ü. (2023). Hindistan’ın Kuzey-Güney arasında köprü misyonu. Independent Türkçe. https://www.indyturk.com/node/615716/d%C3%BCnyadan-sesler/hindistan%C4%B1n-kuzey-g%C3%BCney-aras%C4%B1nda-k%C3%B6pr%C3%BC-misyonu
[19] Dündar, A. M., & Özay, M. (2022). Asya-Pasifik Çalıştayı Yeniden Asya Açılımı Çerçevesinde Fırsatlar ve Zorluklar Bildiriler Kitabı. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Yayınları.
[20] Krishnankutty, P. (2023). How India’s imports from Turkey outpaced exports in 2022, bucking 2-year trend. ThePrint. https://theprint.in/economy/how-indias-imports-from-turkey-outpaced-exports-in-2022-bucking-2-year-trend/1345578/
[21] DEİK. (2017). Hindistan-Türkiye İş Forumu Sonuç Raporu. DEİK Sonuç Raporu. https://www.deik.org.tr/uploads/sonuc-raporu_-format-543.pdf
[22] Chaturvedi, M. (2023). National Technology Day: Seven tech trends that will shape India’s future. NDTV Profit. https://www.ndtvprofit.com/technology/national-technology-day-seven-tech-trends-that-will-shape-indias-future
[23] Dalay, G. (2023). How will geopolitics shape Turkey’s international future? Chatham House – International Affairs Think Tank. https://www.chathamhouse.org/2023/06/how-will-geopolitics-shape-turkeys-international-future
[24] Marjani, N. (2022). India and Turkey still searching for a breakthrough. The Diplomat. https://thediplomat.com/2022/09/india-and-turkiye-still-searching-for-a-breakthrough/
[25] Chivvis, C. S., Coşkun, A. ., & Geaghan‑Breiner, B. (2023). Türkiye in the emerging world order. Carnegie Endowment for International Peace. https://carnegieendowment.org/2023/10/31/t-rkiye-in-emerging-world-order-pub-90868
[26] Exploring India Turkey Trade and Economic Relations | IBEF. (t.y.). India Brand Equity Foundation. https://www.ibef.org/indian-exports/india-turkey-trade
[27] DEİK. (t.y.). MILESTONE IN ECONOMIC AND TRADE RELATIONS BETWEEN TURKEY AND INDIA . . . https://www.deik.org.tr/press-releases-milestone-in-economic-and-trade-relations-between-turkey-and-india