2021 YILI ORTA ASYA’DA RUSYA VE ÇİN YILI OLDU

PAYLAŞ

Orta Asya devletlerinin, ulaşım yolları ve boru hatları, ekonomi ve ticaret, istihdam sağlayıcılık ve  işçi döviz gelirleri yanında güvenlik tehditlerini karşılamada Rusya’ya bağımlılıkları 2021’de de eksilmeden devam etti. Başta ABD olmak üzere bölgede Rusya’nın etkinliğinin azaltılmasında menfaati olan ülkelerce bu durumun aksi yönündeki  çabaların 2021’de  durağan kaldığı görüldü.  Çin’in devasa Kuşak ve Yol Projesi çerçevesinde  Orta Asya pazarlarındaki hakimiyetine, kredilendirilmiş altyapı projeleri, uygun koşullu kredi, hibe ve Çin’de fazlalık oluşturan sektörlerin çevre ülkelere kaydırılması şeklinde gerçekleşen yatırımlar da eklendi. Rusya Orta Asya’da siyaseti ve güvenlik çerçevesini belirleyen ülke pozisyonunu devam ettirirken, Çin de Rusya’nın sağlayamayacağı büyüklükteki ekonomik girişimleriyle bölgede nüfuzunu geliştirdi.

 

ABD açısından bakarsak; 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında Afganistan’a yaptığı müdahale çerçevesinde yeniden keşfettiği bu bölgeye yönelik geliştirdiği  politikalar bağlamında, önce  Bush yönetiminin Orta Asya’yı Batıdan Türkiye, Doğudan Çin’e ilave olarak  Güneyden Afganistan, Pakistan ve Hindistan yoluyla Güney ve Güneydoğu Asya pazarlarına bağlama politikasının yeterli siyasi irade ve mali kaynakla desteklenmemesi sonucu atıl kaldığı görüldü.  Ardından Obama yönetiminin Orta Asya için, önce bölge ülkeleriyle tek tek  ikili işbirliğinin her alanda geliştirilmesine yönelik ikili toplantılardan, bilahare de 2016’da başlatılan C5 + 1 şeklinde, her yıl bir Orta Asya ülkesinde yapılan zirvelerden de somut sonuçlar alınamadı.  2021 Ağustosunda Afganistan’dan acele ve kaotik çekilmesinin  eklenmesiyle ABD, artık Orta Asya’da tek başına gelişmeleri etkileme imkanı olan bir güç olmaktan uzaklaştı. ABD’nin 2021 yılı boyunca Çin’i pasifikte dengeleme amaçlı ittifaklar oluşturma politikasının Orta Asya ayağının da olacağına ilişkin yıl içinde bir emare görülmedi.

 

2021 yılına ayrıntılı olarak bakarsak, Orta Asya’da, bölgesel zirve toplantılarının, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, kanlı sınır çatışmalarının,  kuraklık, enerji ve yiyecek fiyatlarındaki artışın, Covid 19 vakaları ve nihayet Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin yarattığı yankıların hakim olduğu bir yıl görürüz.   Bu çerçevede, 2018 yılından beri  yapılan Orta Asya ülkeleri devlet başkanları danışma toplantılarının üçüncüsü 6 Ağustos’da Türkmenistan’ın Avaza şehrinde gerçekleştirildi. Sözkonusu toplantılar Rusya veya başka bir baskın ülkenin liderliği veya katılımı olmadan Orta Asya liderlerinin (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan) kendi aralarında yaptıkları danışmalar olması açısından önemlidir. Toplantıda, hükümetler arası bir komisyon kurularak gayriresmi danışmaların kurumsallaştırılması, Orta Asya- Kafkasya-Karadeniz ve Orta Asya-Orta Doğu hattında ulaşım ve haberleşme altyapısı  imkanlarını araştırmak üzere bir çalışma grubu kurulması, Tacikistan’dan Türkmenistan’ın Türkmenbaşı limanına bir ulaşım hattı oluşturulması konularında önerilerin ele alındığı açıklandı.

 

Öte yandan ABD’nin Afganistan’dan düzensiz çekilişini takiben 16 Eylül’de Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de gerçekleştirilen Ortak Güvenlik Anlaşması Teşkilatı (OGAT) zirvesi (Rusya, Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan)  ile ertesi gün gerçekleştirilen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) liderler zirvesinde (Rusya, Çin, Hindistan, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Özbekistan ve İran) ana gündemi Afganistan işgal etti. OGAT zirvesinde Tacikistan’ın modern silahlarla teçhiz edilmesi ve Tacikistan-Afganistan sınırının güçlendirilmesi kararı alınırken, Afgan mültecilerin komşu ülkelere yerleştirilmesine ve buralarda yabancı askeri üsler kurulmasına karşı olunduğu açıklandı. SİÖ zirvesinde ise, Afganistan’daki yeni yönetim ile (resmi tanıma sağlamadan) diyaloga girilmesi, böylece ticari ve ekonomik bağlar devam ettirilirken yeni yönetimin niyetlerinin de öğrenilmesi kararlaştırıldı. Üye ülkeler arasında sadece Tacikistan Taliban yönetimine uzak duruyor. ŞİÖ zirve bildirisinde Tacikistan’ın endişeleri doğrultusunda, Afganistan’da tüm etnik, dini ve siyasi toplulukları da içeren kapsayıcı bir hükümet oluşturulması çağrısı da yapıldı.

 

Yıl içinde bölge ülkelerindeki önemli gelişmelere bakacak olursak;

 

Kazakistan:

 

2021’de Covid 19 pandemisi Orta Asya’nın diğer ülkelerinde olduğu gibi Kazakistan’ı da yüksek oranda etkiledi. Kazakistan Rusya’dan satın aldığı, bilahare ortak ürettiği Sputnik V aşısına ilave olarak Çin ile de KazVac isimli aşı üretmek için araştırmalara başlamıştı. 26 Nisan’da 10.8 milyon dozluk Sputnic V aşısının ardından KazVac aşısının vatandaşlara uygulanmasına başlandı. Kazakistan aşının başarılı olduğunu açıklamakla birlikte 3. faz sonuçları belli olmadığından aşının etkinliği konusu da tartışmaya açıldı. Kazakistan KazVac aşısından 25 bin doz da Kırgızistan’a gönderdi.

 

Kazakistan 1994 yılından beri yürürlükte olan Rusya ile askeri işbirliği anlaşmasının yenilenmesi amacıyla bu ülkeyle yeni bir anlaşma imzaladı. Mayıs ayında Kazakistan ve Rusya devlet başkanlarınca imzalanan anlaşma Kazak Parlamentosunda onaylanarak yürürlüğe girdi. 1994 anlaşmasının, değişen şartlar ve tehditler karşısında yetersiz kalması sebebiyle imzalandığı açıklanan yeni anlaşmanın Kazakistan’ın Türkiye ve diğer NATO üyeleriyle mevcut askeri işbirliği anlaşmalarına ileride etkisinin olup olmayacağı konusunda şüpheler dile getirildi.

 

Kazakistan’da yaşayan Uygurların Çin’in Uygurlara yönelik baskı uygulamalarını protesto amacıyla Almatı’daki Çin Başkonsolosluğu önünde hergün gerçekleştirdikleri gösteriler, göstericilerin  polis kordonu altına alındıktan sonra dağılmalarının istenmesi ve dağılmazlarsa polis tarafından zorla dağıtılmaları uygulaması şeklinde devam etti.

Şubat ayında Kazakistan’ın güneyinde bir Kazak ile Dungan aile arasında yaşanan trafik kazası sonucu Kazaklarla Dunganlar arasında  çıkan çatışmalarda 10 kişi öldü. Müslüman Çinli olan Dunganların Kazakların saldırıları karşısında meşru müdafa hakkını savunduklarını söyledikleri olaylardan sonra 37 Kazak ve 14 Dungan gözaltına alındı. Önceki yıllarda da Kazaklarla Ahıskalıların da bulunduğu diğer azınlık toplumlar arasında saldırılar gerçekleşmişti.

 

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Pankin’in, Batı’nın Belarus’a uygulayacağı ekonomik yaptırımlara karşı Avrasya Ekonomik Birliği’nin de Batı’ya  blok halinde ekonomik yaptırımlar uygulayacağına ilişkin 4 Temmuz’da yaptığı açıklamadan sonra Kazakistan Dışişleri Bakanlığından ertesi gün bir açıklama yayınlanarak, Kazakistan’ın Belarus konusunda Batı’ya karşı ekonomik yaptırımlar konusuna taraf olmayacağı, ekonomik konuların politize edilmemesi gerektiği bildirildi.

 

Kazakistan’da gençler arasında yapılan araştırmada, genç nüfusun, gelişmelerden haberdar  olmak için, devlet kontrolündeki medya veya Rus sosyal medya platformları yerine, YouTube, Instagram ve Telegram kullanmayı tercih ettikleri, bu durumda hükümetin haberleri kontrol etme imkanlarının da giderek zorlaştığı ortaya çıktı.

 

Bir Kazak aktivistin, Dil Meydanı isimli YouTube kanalında, dolaştığı devlet binaları ve dükkanlarda Rusça levhalara ve Rusça konuluşmasına itiraz eden, bazan da Kazakça konuşamayan Rus azınlık mensuplarına şiddet uyguladığını gösteren  videolarının popüler olması Rusya’daki çevrelerden tepki topladı. Kazak resmi makamları konu üzerinde yorum yapmaktan kaçınırken, Rus çevrelerin Kazakistan’ın Rusya’ya bağımlı olduğu ve uzun bir sınır paylaştığı gerçeğinden hareketle dikkatli olması gerektiğine ilişkin açıklamaları dikkat çekti.

 

Kırgızistan:

 

Ekim 2020’de yapılan parlamento seçim sonuçları üzerine çıkan ayaklanmalar sonucunda Cumhurbaşkanı Jeenbekov’un ve hükümetin istifasını takiben, hapisten çıkarak iktidara gelen Sadır Japarov, 10 Ocak 2021 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı. Japarov seçimleri kazanmasının ardından SSCB ardılı ülkelerde gelenek haline geldiği üzere ilk dış ziyaretini Rusya’ya gerçekleştirdi. Japarov Rusya ziyaretine tüm bakanlarını da götürerek Rusya ile kapsamlı bir işbirliği mesajı verdi. Rusya ile Kırgızistan arasındaki 1.5 milyar dolarlık ticaret hacminin 1.3 milyarlık kısmı Rusya’nın Kırgızistan’a ihracatından oluşuyor. Rusya 2020 sonunda bütçesini denkleştirmesi amacıyla Kırgızistan’a 20 milyon dolarlık yardım vermişti. Ayrıca Kırgız emniyet güçlerinin uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelesi için Şubat ayında verdiği 5.2 milyon dolarlık miktar gibi destekler yanında 700 milyon dolarlık borcunu da affetmişti. Putin’in görüşmede Kırgızistan’da Rusça’nın resmi dil statüsünün değiştirilmemesine verdiği önemi vurguladığı, Rusçayı iyi bilmelerinin Rusya’da göçmen işçi olarak çalışan 600 bin Kırgıza büyük avantaj sağladığını söylediği ve Kırgızistan kırsalında Rusça’yı öğretmek amacıyla Rusça öğretmenleri göndermeyi teklif ettiği de bildirildi.

 

Kırgızistan ile Tacikistan arasında SSCB döneminden kalan sınır sorunlarının en kanlısı Nisan ayı sonunda Kırgızistan’ın Batken sınır iline bağlı ve Tacikistan içinde kalan kısmında su anlaşmazlığı yüzünden Taciklerin Kırgızlara saldırması ve ardından iki ülke sınır muhafızlarının da dahil olmasıyla çıktı. Çatışmalar 36 Kırgız ve 20 Tacik’in ölümüyle, on binlerce Kırgız’ın köylerini bırakarak Kırgızistan’a kaçmasıyla  sonuçlandı. Olayların ardından iki devlet başkanının ve heyetlerin görüşmelerine rağmen bir gelişme sağlanamadı. Kırgızistan, Tacik vatandaşlarının ülkesine girmesine, transit geçmesine ve malların Kırgızistan üzerinden Tacikistan’a girmesine yasak getirdi. Kırgız makamları görüşmelerde sonuç alınana kadar yasakların süreceğini belirtmekle birlikte Ekim sonunda Cumhurbaşkanı Japarov Kırgız üniversitelerinde okuyan Tacik öğrencilerin ülkeye girmesine izin verdi.

 

Sadır Japarov’un Ocak seçimlerinde cumhurbaşkanlığını kazanmasını müteakip hazırlanan yeni anayasa Nisan ayında referanduma sunuldu. Parlamento’da 120 milletvekili sayısını 90’a indiren, Parlamento’nun yetkilerini tırpanlayan ve yetkilerin büyük kısmını yürütmede yani Cumhurbaşkanında toplayan yeni anayasa, referandumda  % 80’e varan oyla onaylanmasına rağmen katılımın % 39’da kalması dikkatleri çekti.

 

Japarov’un, cumhurbaşkanı olmasını takiben ilk eylemlerinden birini, Kırgızistan’ın bağımsızlığından beri bir Kanada şirketi tarafından işletilen ve o zamanki Cumhurbaşkanı  Askar Akayev tarafından verilen işletme izninin Kırgızistan’ı dezavantajlı kıldığı Kırgız politikacılar tarafından sürekli gündemde tutulan Kumtor altın madeninin yönetimine Mayıs ayında el koyması oluşturdu. Japarov’un siyasi  kariyerindeki söyleminin ana teması olan, Kırgızistan’ın toplam üretiminin onda birini oluşturan Kumtor altın madeninin kamulaştırılması söylemi de böylece yıllar sonra ete kemiğe bürünmüş oldu. Ancak Kumtor’a el konulmasını müteakip Kanada şirketi uluslararası hakemliğe başvurdu. Kırgızaltın Londra Külçe Borsasından çıkarıldı. Japarov’un ise, altının her zaman ve heryerde alıcısının bulunacağını söylemesine rağmen Kanada şirketi ile Ekim sonunda Cenevre’de görüşmelerin de başladığı görüldü. Bu arada ilginç bir gelişme de yaşandı. Kırgızistan’ın 2005 yılında çıkan halk ayaklanmasında Rusya’ya kaçan ilk cumhurbaşkanı Askar Akayev yıllar sonra Kırgızistan’a döndü. 2 Ağustos’da Kırgızistan’a dönen Akayev’in Kumtor konusunda tanıklığı kullanılmak üzere Japarov’dan aldığı güvenceler üzerine ülkeye dönüş yapmaya razı olduğu ileri sürüldü.

 

Japaorov’un iktidara gelmesini sağlayan ayaklanmalara sebep olan ve iptal edilen Ekim 2020 genel seçimlerinin ardından yenilenen seçimler 28 Kasım günü gerçekleştirildi. Nisan ayındaki referandumla kabul edilen yeni anayasa milletvekili sayısını 120’den 90’a indirmişti. Ayrıca % 7 olan seçim barajı % 5’e düşürüldü. Seçimlerde çoğunlukla  Japarov yanlısı partiler Parlamentoya girerken eski politikacılardan Tekebayev’in liderliğindeki Ata Meken partisinin  önce barajı geçtiğinin görülmesine rağmen, bilahare yanlışlık yapıldığının ve baraj altı kaldığının yüksek seçim kurulunca açıklanması üzerine Tekebayev yanlıları seçimlerin güvenilirliğini sorgulayan gösteriler yaptılar. Ancak bu gösterilerin 2020 seçimlerindeki gibi toplumsal destek bulamadığı görüldü. Tekebayev, 1 Aralık günü bir otelden çıkarken kalabalık bir grup tarafından tartaklanmasının devlet güvenlik makamları tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürdü.

 

Cumhurbaşkanı Japarov, Haziran’da Türkmenistan’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin daha çok yaklaşan kış sebebiyle Türkmenistan’ın Kırgızistan’a uygun fiyatla doğalgaz ve elektrik satması konusunda yoğunlaştığı, ayrıca 100 milyon dolarlık Kırgız-Türkmen ortak yatırım fonu kurulması ve Türkmenistan’ın Issık Göl’de 5 yıldızlı otel inşa etmesi konularını da içerdiği söylendi.

 

Çin’in başlattığı demir ipek yolu projesi çerçevesinde yapılması düşünülen Kırgızistan-Özbekistan demiryolunun finansmanı için Kırgız ve Özbek yetkililer arasında görüşmeler devam etti. Dağlık ve engebeli alanları içeren demiryolu için Çin’in daha fazla kaynak aktarmayı kabul etmediği, Kırgız tarafının demiryolunun Kırgızistan kısmının inşasında da Özbek desteği aradığı ileri sürüldü. Bilindiği üzere Kırgızistan’ın 4.8 milyar dolarlık dış borcunun 1.8 milyar doları Çin Eximbank’ına ait. Demiryolunun Kırgızistan içinden geçecek 270 km’lik kısmının 4.5 milyar dolar finansman gerektirdiği hesaplanıyor.

 

Özbekistan:

 

Covid 19 salgını Özbekistan’da 2021 yılında da artan vakalarla devam etti.  halkın maske takmaması, lokanta ve eğlence yerleri ile spor müsabakalarının doluluğu karşısında hükümetin, Çin’de üretilen ve Özbekistan’da denendiği için UZ-VAC adını alan, daha önce Çin dahil hiç bir ülkede uygulanmamış bir aşının üçüncü faz denemelerinin sonuçları alınmadan hemen uygulanmaya başlaması talimatı vermesine sebep oldu. Özbekistan daha önce Rusya’dan aldığı Sputnik V aşılarını uygulamıştı.

 

Özbekistan ve Kırgızistan 25 Mart’ta iki ülke arasındaki tartışmalı sınırlara ilişkin nihai anlaşmaya vardıklarını açıkladı. SSCB döneminden kalan sınırda her iki tarafın da toprakları içinde kalan köyler bulunmaktaydı. İki ülkenin su rezervuarları ve sulama altyapısı  konusunda da anlaşmaya vardıkları, bu konudaki görüşmelerin devam edeceği bildirildi. Kırgızistan-Özbekistan sınır anlaşmazlığı Kerimov döneminde çatışmalara sebep olmuştu. Fergana bölgesinin Tacikistan tarafındaki sınır anlaşmazlığı ise halen çatışmalara sebep olmakta.

 

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev 24 Ekim’de yapılan seçimlerde oyların % 80.1’ini alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Mirziyoyev 2016 yılındaki seçimlerde % 89 oranında oy almıştı. Ciddi rakipleri olmamasına rağmen oy oranındaki düşüşün Özbek makamlarının seçimlerin daha  çoğulcu bir ortamda yapıldığının gösterilmesi çabalarının ürünü olduğu dile getirildi. Seçimlerde gerçek bir yarış şeklinde cereyan etmemekle  birlikte Mirziyoyev’in birinci döneminde sergilediği reformların umut verici olduğu genel kabul görüyor. Mirziyoyev 6 Kasım’da yapılan yemin töreninde spesifik bilgiler vermemekle birlikte reformlara devam edeceğinin işaretlerini verdi. Mirziyoyev’in, dini konularda katı laik uygulamaları gevşetmesi, bu çerçevede devlet tarafından kayıt altına alınan cemaatler dışındaki dini şahsiyetlerin de dini giysiler giyebilmesi ve kız çocuklarının okullarda baş örtüsü takmalarına izin verilmesi, dini kuruluş ve ibadet yerlerinin resmi kayıt altına alınmasının şartlarının hafifletilmesi gibi uygulamaları reformların başlangıcı olarak algılanmıştı.

 

Mirziyoyev, SSCB ardılı ülkelerde gelenek olduğu üzere seçilir seçilmez ilk dış seyahatini 19 Kasım’da Rusya’ya gerçekleştirdi. Rusya, Özbekistan’ın Çin’den sonra ikinci büyük ticaret ortağıdır. 2021 yılı sonunda iki ülke arasındaki ticaret hacminin 7 milyar dolar olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Öte yandan Rusya liderliğindeki Avrasya Ekonomik Birliğine (AvEB) gözlemci üye olan Özbekistan’ın tam üye olmak istediğine dair bir talebin ziyarette gündeme gelmediği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere Rusya,  AvEB’ne katılmasının Özbekistan’ın işgücünün serbest dolaşımını sağlayacağı ve pazar imkanlarını genişleteceği savını ileri sürmekte, Özbekistan’ın Ortak Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’na (OGAT) da yeniden üye olmasını arzu etmektedir. Özbekistan ise AvEB ile sektör bazında daha yakın ilişkiler geliştirmek istemekle birlikte hem bu örgüte, hem de OGAT’a  üyelik konusuna uzak durmaktadır.

 

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov 5-6  Ekim tarihlerinde Özbekistan’ı ziyaret etti. Ziyarette ana konuyu Afganistan’ın teşkil ettiği, tarafların Afgan halkına her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını teyid ettikleri açıklandı. Berdimuhammedov’un, Afgan halkının sosyo-ekonomik gelişmesi ve durumun normalleşmesi amacıyla yeni yönetime yardım edilmesi gerektiğini, Mirziyoyev’in de, Afganistan’ın dondurulan malvarlıklarının serbest bırakılması gerektiğini vurguladığı bildirildi. İki ülke de Afganistan’daki Taliban yönetimini tanımamakla birlikte temas halinde bulunmayı tercih ediyor. Ziyarette ayrıca ortak otomotiv ve beyaz eşya üretimi ile pamuk işleme ve turizm alanlarında işbirliği mutabakatları imzalandı. Ticaret hacminin de 1 milyar dolara yükseltilmesi kararlaştırıldı.

 

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, ABD basınında çıkan ABD yetkililerinin Afganistan’dan kaynaklanacak terörizmle mücadele amacıyla Özbekistan’la üs müzakereleri yaptığı haberlerine ilişkin olarak 27 Ekim’de yaptığı açıklamada, Afganistan’a komşu ülkeleri ABD veya NATO güçlerine topraklarını açmamaları konusunda uyardı. Özbekistan ise ABD ile güç konuşlandırma konusunda görüşmeler yapıldığı haberlerini yalanladı. ABD, Rusya’nın da onayıyla 2001-2005 döneminde Özbekistan’ın Karşı-Hanabad üssünü Afganistan’daki operasyonları için kullanmıştı. Özbekistan Dışişleri Bakanı Kamilov 7 Ekim’de Kabil’i ziyaret etmiş, Taliban yetkilileri bir kaç gün sonra Özbekistan’ın Termez üssüne bir inceleme ziyareti yapmışlardı.

 

İkinci dönemine başlayan Mirziyoyev’in, ilk cumhurbaşkanı Kerimov döneminden kalan istihbaratın güçlü adamı İnoyatov’u görevden aldığı 15 Kasım’da açıklandı. Mirziyoyev, Kerimov döneminde istihbaratın başı olan İnoyatov’u 2018’de istihbarat örgütünün başından alarak kendisine güvenlik danışmanı yapmış, böylece kendisini daha pasif bir göreve çekmişti. Bu kez  İnoyatov’u üç yıl bu görevde tuttuktan sonra sessiz sedasız tasfiye ettiği görüldü. İnoyatov’un adı Kerimov sonrası cumhurbaşkanlığı için de güçlü bir aday olarak geçmişti.

 

Türkmenistan:

 

Covid 19 pandemisine karşı Türkmenistan, hastalığı  grip salgını olarak nitelemekle birlikte Rus Sputnik V aşısını ilk tescil eden ülkelerin başında geldi, Çin’den de 1.5 milyon doz Sinofarm aşısı aldı. Covid 19 pandemisi yanında devlet desteğinde ve üretimdeki azalmaya koşut olarak gıda fiyatlarında yükseliş ve mağazalar önünde kuyruklar görüldü. Ayrıca Berdimuhammedov’un,  oğlu Serdar’ın devlet işlerinde ön plana çıkarması, adıgeçeni halefi olarak hazırladığı şeklinde değerlendirildi.

 

Ülkenin Rusya ile ekonomik ve ticari ilişkileri, Rusya’nın Tataristan ve Astrahan bölgeleri üzerinden devam etti. Tataristan Cumhurbaşkanı Minnihanov ve Astrahan Valisi Babushkin yıl içinde Türkmenistan’a ziyaretler gerçekleştirerek Berdimuhammedov’la görüştüler. Ekonomik ve ticari işbirliği yanında Astrahan Valisinin Türkmenistan’ın Rusya’ya ticaretini geliştirmek amacıyla Olya limanında bir Türkmen serbest ticaret bölgesi kurulmasını önerdiği açıklandı. Berdimuhammedov 10 Aralık’ta düzenlediği yıl sonu değerlendirme toplantısında dış ilişkilere değinirken Rusya ve Çin’in Türkmenistan’ın stratejik ortakları olduğunu, ardından komşu ve kardeş ülkelerin geldiğini, ayrıca Afganistan, Pakistan ve Hindistan ile ulaşım, haberleşme ve enerji alanında altyapının kurulmasına önem verdiklerini,  Avrupa birliği ve ABD ile ilişkileri de geliştirmek istediklerini bu sıralamayla belirtti. Türkmenistan’ın yıl içinde bölgesindeki ve bölgeye komşu ülkelerle işbirliğini geliştirmeye gayret ettiği, Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olurken Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Duşanbe’deki zirvesine de konuk olarak katıldığı görüldü.

 

Azerbaycan, İran ve Türkmenistan Cumhurbaşkanları 28 Kasım’da Aşkabat’ta biraraya gelerek üç ülke arasında doğal gaz swap anlaşması imzaladılar. Anlaşma  her yıl  2 milyar metreküp gazın üç ülke arasında değişimini öngörüyor. Öte yandan Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev’in Ekim ayında Türkmenistan’ı ziyaretinde, Kazakistan’daki gaz açığını kapatmak amacıyla Türkmenistan’dan gıda karşılığı gaz alınmasına yönelik bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmayla Türkmenistan da gıda açığını kapatma yoluna gitti.

İlgili Yazılar
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir