İZMİR KÜLTÜR ZİRVESİ: DİKKAT ÇEKEN BİR KÜLTÜR GİRİŞİMİ

PAYLAŞ

Önemli bir ticaret limanı olan İzmir’in, özellikle gençlerin ve kadınların özgürce yaşadığı, heykellerin alanları süslediği; sokaklarında, salonlarında, hatta tramvaylarında ve isimleri birbirinden anlamlı gemilerinde bile sanatın rahatça icra edilebildiği, farklı bir kentli kimliğinin ağır bastığı bir Akdeniz şehri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu yönüyle İzmir, kültür ve sanat hayatının zengin ve canlı olduğu, dışardan gelerek yerleşenlerin “İzmirlileştiği” bir şehrimiz.

 

Önümüzdeki Eylül ayında İzmir bu özelliğini evrensel bir kültür buluşmasıyla bir kez daha gösterecek. Büyükşehir Belediyesinin öncülüğünde, uluslararası bir kuruluş olan “Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler” (United Cities And Local Governments), 2015 yılından bu yana iki yılda bir düzenlenen, daha önce Bilbao, Jeju (Güney Kore) ve Buenos Aires’te yapılan Kültür Zirvesi etkinliklerinin dördüncüsünü, 9-11 Eylül 2021 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirecek.

 

Dünya kentleri arasında kültür ve sanat alışverişini özendirmeyi amaçlayan bu Zirve’ye yurt dışından ve ülkemizden önemli kuruluşların ve konuşmacıların katılması bekleniyor. Zirve’nin başlığı, “Kültür: Geleceğimizi Kurarken” olarak belirlenmiş. Düzenlenecek toplantılarda şehirlerin uygulayacağı kültür politikaları konuşulacak. Bu konular Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri açısından değerlendirilecek. Toplantıların İzmir’in Kurtuluş Günü Dokuz Eylül’le aynı haftaya denk gelmesinin de etkinliklere görünürlük katması bekleniyor. Dileyelim salgın koşulları Belediye’nin hazırlıklarını ve etkinlikleri olumsuz etkilemesin.

 

İzmir, kültür-sanat ve tarihi değerler alanındaki cazibesiyle bu zirveyi daha önceki ev sahibi şehirler kadar hak ediyor. Zirveye katılacak yabancılar için İzmir, geçmişi ve doğası ile, pek çok görülecek yer, tadılacak lezzet, edinilecek deneyim sunuyor. Tarihi açıdan eski çağlardan Efes, Bergama, Teos, Klazomenai bunlardan sadece birkaçı.  Homer’in doğum yeri İzmir’de. Tarihi Kemeraltı Çarşısı aynı zamanda önemli kültür mekanlarına da ev sahipliği yapıyor. Osmanlı dönemi camileri, bozulmadan bugüne ulaşabilen kiliseler, 16ncı yüzyıldan kalan sinagoglar farklı inançların ve kültürlerin etkileşimini yansıtıyor.

 

Bu zor dönemde gerekli inisiyatifi alarak, İzmir gibi çekici bir metropol için sanatın ve kültürün, ekmek ve su kadar önemli bir gereksinim olduğunu gören Büyükşehir Belediye Başkanını herhalde takdirle karşılamak gerekir. Sayın Başkanın geçtiğimiz haftalarda basında yer alan “İzmir’de kültürel bir rönesansın taşlarını döşüyoruz” şeklindeki sözleri de yerinde ve anlamlıdır. Kültür ve sanat, aydınlanmanın iki temel sütunudur. Sayın Başkanın sözleri bize, sanata ve sanatçıya büyük değer veren Atatürk’ün, “Cumhuriyet’in temeli kültürdür” özdeyişini anımsatıyor. Kültürel rönesansa bu uzak görüşlü vurgunun yapılması, Türkiye’nin tamamlanamayan aydınlanma hamlesine İzmir’den kazandırılmış önemli bir ivme, aynı zamanda kültür ve sanatın kalkınmanın temel yapı taşları olduğuna inanan insanlar için sevinçle karşılanacak bir gelişmedir. Bu girişimler, ülkelerin yumuşak gücü olan kültürel diplomasiye de kuşkusuz destek sağlayacaktır.

 

Rönesans’a yapılan vurgu neden bu kadar önemli? Özellikle yaşadığımız dönemde Rönesans zihnimizde ister istemez özgürleşmeyi, yenilenmeyi çağrıştırıyor. İtalya’nın Floransa kentinde 14ncü yüzyılda başlayan Rönesans, felsefede her şeyin ölçüsünü insan olarak kabul eden, bilimde gözlem ve akılcılığa ağırlık veren, ama en çok sanatta -Leonardo da Vinci ve Mikelanj’ın göz dolduran eserleriyle- kendini gösteren, Ortaçağın baskısından kopuş ve serbestlik dönemiydi. İzmir’in sokaklarına sanatsal ve kültürel bir rönesansın taşlarının döşenmesini ise, geleceğin aydınlık Türkiye’sinin kültür yaşamının özgürce gelişmesi arzu ve niyeti olarak algılıyoruz.

 

İzmir’in Karşıyaka semtinde kültür yaşamını etkileyecek bir opera binasının yapılmakta olmasını da bu bağlamda değerli bir fırsat olarak görmek mümkün. Binanın yapımının 2023 Şubat’ında tamamlanmasının öngörüldüğü basında belirtiliyor. Tamamlandığında İzmir Operasının şehrin ve ülkemizin yüzünü ağartacak bir sanat merkezi olacağı muhakkaktır. Bu çerçevede, her yıl İzmir’de tanınmış bir opera eserinin sahneleneceği bir “Akdeniz Kentleri Opera Festivali” düzenlenebileceği akla geliyor. Yine her yıl bir çalıştayda, bir opera eseri akademisyen ve sanatçılar tarafından işlenebilir. Aynı şekilde, İzmir tarihinin en önemli dönüm noktasını sanat dünyasına kazandırmak üzere, “Dokuz Eylül” temalı bir opera eseri bestelenebilir. Böylece hem şehre hem Cumhuriyet tarihimize kalıcı bir sanatsal katkı sağlanmış olur. Bu önerileri Zirve’nin hazırlık toplantısında Sayın Başkan’a sözlü olarak da ilettim.

 

Sonuç olarak, Kültür Zirvesiyle evrensel bir buluşmayı gerçekleştirecek önemli bir adım atan Büyükşehir Belediyesinin, İzmir’i dış dünyada hak ettiği yerlere ulaştırma, bilhassa önemli merkezlerle bağlarını ve iletişimini geliştirme konusunda, kültürün önemini idrak eden bir ufka sahip olduğunu ve İzmir’in kültürel zenginliğini güçlendirmeye gayret ettiğini belirtmek herhalde abartılı olmaz.

 

Bu düşüncelerle, 9-11 Eylül 2021 İzmir Kültür Zirvesine başarılar dileyelim.

İlgili Yazılar
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir