23 Nisan 2025 tarihinde Azerbaycan ve Çin, Pekin’de imzaladıkları “Kapsamlı Stratejik Ortaklık” ortak bildirisiyle ikili ilişkilerini yeni bir aşamaya taşıdı. Bu önemli gelişme, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in daveti üzerine gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında gerçekleşti.
Yapılan ortak açıklamada, Bakü ve Pekin’in birbirlerini öncelikli, güvenilir ve karşılıklı fayda temelinde stratejik ortak olarak gördükleri vurgulandı. Taraflar, karşılıklı siyasi güvenin pekiştirilmesi, destek ve kapsamlı iş birliğinin güçlendirilmesi konularındaki kararlılıklarını dile getirdi. Bildiride, Azerbaycan’ın Tayvan’ı Çin’in ayrılmaz bir parçası olarak tanıdığı, Çin’in ise Azerbaycan’ın barış gündemini desteklediği ifade edildi.
İki ülke, siyasi ve diplomatik ilişkilerin yanı sıra ticaret, yenilenebilir enerji, teknoloji, ulaştırma, lojistik, insani ve kültürel alanlarda iş birliğini derinleştirmek amacıyla yirmiden fazla kurumlararası anlaşmayı imzaladı.
Bu kapsamda iki ülke, kapsamlı stratejik ortaklığın daha da geliştirilmesi yönündeki ortak iradenin bir göstergesi olarak sıradan pasaport hamilleri için karşılıklı vize muafiyeti anlaşmasına da imza attılar. Bu adımla, halklar arası temasları artırmayı ve ikili ilişkileri daha geniş bir zeminde güçlendirmeyi hedeflediklerini açıkladılar.
Azerbaycan ile Çin, Azerbaycan’ın 1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasının ardından Nisan 1992’de diplomatik ilişkiler kurmuştur. Geçen otuz üç yıl içinde ikili ilişkiler, ticaret hacminin büyümesi, kültürel etkileşimlerin artması ve karşılıklı yatırımların gelişmesi gibi alanlarda kayda değer ilerlemelerle derinleşmiştir.
2024 yılı itibarıyla Azerbaycan ile Çin arasındaki ticaret hacmi, bir önceki yıla göre %20,7 oranında artarak 3,744 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Çin, Azerbaycan’ın dış ticaretinde %7,9’luk payla ülkenin dördüncü büyük ticaret ortağı konumuna yükselmiştir. Ayrıca, Çin %17,69’luk oranla Azerbaycan’ın toplam ithalatında ilk sırada yer almakta ve ülkenin en büyük ithalat kaynağı olmaya devam etmektedir.
Doğu ile Batı arasında stratejik bir köprü konumunda bulunan Azerbaycan, Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” (BRI) kapsamında önemli bir lojistik merkez olarak öne çıkmaktadır.
2013 yılında Çin tarafından başlatılan bu girişim, tarihi İpek Yolu’nun modern bir versiyonunu canlandırmayı amaçlamakta ve Doğu-Batı ticaretine yeni bir ivme kazandırmaktadır. Aradan geçen on yıl içinde yaklaşık 150 ülkenin dahil olduğu Kuşak ve Yol Girişimi, 70’i aşkın ülkede yürütülen projelerle dünya nüfusunun üçte ikisini ve küresel gayrisafi hasılanın yarısından fazlasını kapsayan geniş bir etki alanı yaratmıştır.
Nisan ayının başında ADA Üniversitesi ve Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi (AIR Center) tarafından düzenlenen, 70’ten fazla yabancı uzmanın katılımıyla gerçekleşen “Yeni Dünya Düzenine Doğru” başlıklı forumda konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın Kuşak ve Yol Girişimi’ni en başından beri desteklediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın Kuşak ve Yol Girişimi’ne sadece siyasi destek vermekle kalmayıp, aynı zamanda projeye aktif ve kapsamlı yatırımlar yaptığını vurguladı. Aliyev, Azerbaycan’ın Çin’den sonra bu girişime hem yurt içinde hem de yurt dışında en fazla yatırım yapan ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Bu kapsamda hayata geçirilen Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru, Trans-Hazar Uluslararası Ticaret Koridoru (Orta Koridor) ve Hazar Denizi kıyısında yer alan Bakü Uluslararası Deniz Ticaret Limanı, Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde ekonomik entegrasyonu ve ulaştırma bağlantılarını güçlendiren stratejik projeler olarak öne çıkmaktadır.
Çin’den başlayarak Orta Asya, Hazar Denizi, Güney Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan çok modlu uluslararası bir ulaşım ve lojistik hattı olan Orta Koridor, küresel jeopolitik istikrarsızlıkların gölgesinde güvenli ve sürdürülebilir bir ticaret rotası olarak öne çıkmaya devam etmektedir.
Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu’da devam eden çatışmalar, Orta Koridor’un stratejik önemini daha da artırmış; bu güzergahı, bölgesel ve küresel tedarik zincirleri açısından güvenilir bir alternatif haline getirmiştir.
2024 yılında, Çin’den Orta Koridor üzerinden taşınan kargo hacmi bir önceki yıla göre 25 kattan fazla artarak 27.000 konteyneri aşmıştır.
Azerbaycan ise, bu güzergahın kritik bileşenlerinden biri olan Bakü–Tiflis–Kars (BTK) demiryolu hattının kapasitesini artırmak amacıyla ilave finansman sağlamıştır. Söz konusu hattın Gürcistan topraklarındaki kısmında yürütülen modernizasyon çalışmaları 2024 yılında başarıyla tamamlanmış ve böylece hattın yıllık taşıma kapasitesi 1 milyon tondan 5 milyon tona çıkarılmıştır.
Azerbaycan ile Çin, yenilenebilir enerji alanındaki iş birliklerini de geliştirmektedir.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Çin ziyareti kapsamında, yenilenebilir enerji alanında iş birliğini öngören altı belgeye imza atıldı. Bu anlaşmalar, Azerbaycan’da güneş ve rüzgâr enerjisi projelerinin hayata geçirilmesini, enerji depolama sistemlerinin kurulmasını ve ülkenin yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirebilmesi için elektrik enerjisi sisteminin stratejik planlamasını kapsamaktadır.
Bu çerçevede bugüne kadar imzalanan anlaşmaların, 2030 yılına kadar Azerbaycan’a toplamda 6.500 MW kapasiteli yenilenebilir enerji üretim potansiyeli kazandırması öngörülmektedir.
Azerbaycan’ın bu alandaki temel hedefi, iç enerji ihtiyacını yenilenebilir kaynaklardan karşılayarak enerji verimliliğini artırmak ve böylece doğalgaz kaynaklarını uluslararası pazarlara ihraç etmektir.
Çin devlet televizyonuna verdiği röportajda İlham Aliyev, ülkesinin Çin ile elektrikli otobüs üretimi ve ithalatı alanındaki iş birliğini genişletmeyi hedeflediğini ifade etti.
Bugüne kadar Azerbaycan, Çin’den 160 adet elektrikli otobüs ithal etmiş ve ilave 200 otobüs için anlaşma imzalamıştır. Bu kapsamda, başkent Bakü’de tamamen çevre dostu araçlarla toplu taşımayı dönüştürmeyi amaçlayan Azerbaycan, Çin’in önde gelen üreticilerinden biri olan BYD markalı elektrikli otobüslerin Azerbaycan’da ortak üretimine başlamayı da planlamaktadır.
Çinli şirketler, Azerbaycan’ın Ermenistan işgalinden kurtardığı bölgelerde yeniden yapılanma, dijital dönüşüm, altyapı geliştirme ve yeşil enerji projelerinde aktif rol üstleniyorlar.
Bu kapsamda, dünyanın önde gelen iletişim ve bilgi teknolojileri sağlayıcılarından biri olan Çinli telekomünikasyon şirketi Huwaei, Karabağ’ın yeniden inşa sürecine davet edilen ilk yabancı şirketlerden biri idi. Huawei’nin AirPON teknolojisi, Azerbaycan’ın Zengilan bölgesinde inşa edilen ilk akıllı köy olan Ağalı’nın dijital altyapısını oluşturmak için kullanıldı. Bu teknoloji, fiber optik kablo döşeme mesafesini 10 kilometreden 1 kilometreye indirerek ağ kurulum süresini kısaltmakta ve maliyetleri düşürmektedir.
2024 yılında Bakü’de düzenlenen COP29-İklim Değişikliği Konferansı sırasında, Çin Ulusal Elektrik Mühendisliği Şirketi (CNEEC), Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve Azerbaycan Enerji Bakanlığı, Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan Füzuli bölgesinde 160 MW gücünde güneş enerjisi projesinin inşası için anlaşmaya vardılar.
Azerbaycan ve Çin arasında imzalanan stratejik bildiri kapsamında taraflar terörizm ile ayrılıkçılık ve aşırıcılığın ulusal güvenlik ve bölgesel istikrar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirterek, bu alanda ortak mücadele edilmesinin önemli olduğunu da vurguladılar.
2024 yılında Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan bölgelerinde mayın temizleme faaliyetlerine destek olarak 500 bin yuan (2.6 milyon lira) değerinde maddi yardım sunan Çin, Azerbaycan’ın bu yönde faaliyetlerini güçlendirmesi için maddi ve teknik destek sağlamaya devam etmeye hazır olduğunu ifade etti.
Dünyada jeopolitik dengelerin yeniden şekillendiği ve yeni stratejik ortaklıkların kurulduğu bir dönemde, Azerbaycan ile Çin arasında imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık bildirisi tarihi bir öneme sahiptir. Dış politikasında çok yönlü bir yaklaşım benimseyen Azerbaycan için bu tür anlaşmalar, ülkenin jeopolitik konumunu daha da güçlendirerek bölgedeki etkisini artırmaya yöneliktir.
Çin ile yenilenebilir enerji alanında kurulan iş birliği, Azerbaycan’ın enerji kaynaklarını çeşitlendirmesine olanak sağlarken, aynı zamanda enerjiye ihtiyaç duyan ülkelerin enerji güvenliğine katkı sunarak Azerbaycan’ın küresel ölçekteki stratejik önemini artıran etki doğurmaktadır.