Şok Doktrininden Diplomatik Sarsıntılara: Milei Döneminde Arjantin

PAYLAŞ

* Melike Hocaoğlu Çağlıöz

Kasım 2023’te %56 oy oranıyla seçilen ve 2024 Aralık ayında göreve başlayan Javier Milei, Peronist hükümetten %211’e ulaşan hiperenflasyon, %45’lik yüksek yoksulluk oranı ve iflasın eşiğinde bir Merkez Bankası gibi ağır bir mirası devralarak işbaşı yaptı. Üstüne üstlük, Macri hükümetinden 41 milyar dolarlık IMF borcu yeni hükümetin hareket alanını ciddi şekilde kısıtlıyordu.

Bu buhranla ile başa çıkmak için Milei radikal bir ekonomik reform paketi olan “şok terapisi”ni uygulamaya koydu.​

Milei’nin Şok Terapisi Neleri İçeriyordu?

  1. Kamu Harcamalarının Keskin Azaltılması: Milei, devlet harcamalarını %30 oranında düşürdü. Bu kapsamda, 24.000’den fazla kamu çalışanı işten çıkarıldı ve birçok bakanlık kapatıldı veya birleştirildi. Özellikle altyapı, bilim ve eğitim gibi alanlarda ciddi bütçe kesintileri yapıldı.
  2. Para Politikası ve Enflasyonla Mücadele: Merkez Bankası’nın para basma politikası durduruldu. Bu adım, enflasyonun kontrol altına alınmasına yardımcı oldu. Nitekim, 2024’ün başlarında %289’a ulaşan yıllık enflasyon, 2025 Nisan itibarıyla %56’ya geriledi.​
  3. Fiyat Kontrollerinin ve Sübvansiyonların Kaldırılması: Enerji ve ulaşım gibi sektörlerdeki devlet sübvansiyonları büyük ölçüde kaldırıldı. Ayrıca, kira kontrolleri ve fiyat düzenlemeleri sona erdirildi. Bu durum, kısa vadede yaşam maliyetlerinde artışa neden oldu.
  4. Döviz Kuru Serbestleştirmesi: Arjantin pesosu, uzun süredir uygulanan döviz kontrollerinin kaldırılmasıyla serbest dalgalanmaya bırakıldı. İlk etapta %10’luk bir değer kaybı yaşansa da, sıkı maliye politikaları ve ihracat gelirlerindeki artış sayesinde peso toparlandı.

INDEC (Arjantin Cumhuriyeti Ulusal İstatistik ve Nüfus Sayımı Enstitüsü) verilerine göre, Arjantin’de işsizlik oranı, Javier Milei’nin göreve gelmesinden sonra artış göstermiştir:

Milei’nin iktidara gelişinin ardından uygulamaya koyduğu “şok terapisi” temelli ekonomik reformlar, kamu harcamalarında ciddi kesintiler ve binlerce kamu çalışanının işten çıkarılması gibi adımlarla şekillendi. Bu radikal önlemler mali disiplini sağlama amacı taşısa da, iş gücü piyasasında daralmaya yol açtı. 2023’te %5,7 olan işsizlik oranı, 2024’te %6,9’a ve 2025’te %7,2’ye yükselerek son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu artış, reformların sosyal maliyetini gözler önüne sererken, hükümetin ekonomik istikrar ile toplumsal refah arasında denge kurmakta zorlandığının da göstergesidir.

Ancak, Arjantin’de gayrı resmi sektörde çalışanların oranının yaklaşık %45 olduğunu belirtmek gerekir; bu, birçok Latin Amerika ülkesinde olduğu gibi, sosyal güvenliklerinin olmadığı anlamına gelir.

Sonuç olarak, Milei’nin şok terapisi, Arjantin ekonomisinde kısa vadeli bazı olumlu gelişmelere yol açsa da, 2025 Nisan itibarıyla Arjantin’in yoksulluk oranı %38’e gerilemesi gibi, uzun vadeli etkileri ve toplumsal sonuçları konusunda tartışma konusu olmaya devam etmektedir.​

Milei Döneminde Dış Politika: İdeolojik Tavır mı, Pragmatik Dönüş mü?

Liberteryen Devlet Başkanı Javier Milei döneminde Arjantin’in dış politikası belirgin şekilde ideolojik bir çizgiye kaydı. Milei yönetimi, ülkenin köklü diplomatik geleneğini — çok taraflılık ilkesini, tüm ülkelerle dengeli ilişki kurma yaklaşımını ve Malvinas Adaları konusundaki hassasiyeti — büyük ölçüde göz ardı etti. Javier Milei, BM Genel Kurulu’ndaki ilk konuşmasında, “Arjantin, bizi karakterize eden tarihi tarafsızlık pozisyonunu terk edecek” dedi.

Yahudiliğe büyük bir sempati duyan Milei, Şubat 2024’teki ilk yurtdışı resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştirdi. Bu ziyarette, İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü savaşa destek verdiğini belirtti ve Arjantin’in Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma niyetini açıkladı. Ayrıca, Hamas saldırılarından etkilenen bölgeleri ziyaret ederek rehinelerin aileleriyle bir araya geldi ve İsrail’e olan “sarsılmaz bağlılığını” vurguladı.

ABD seçimlerinde Donald Trump’ı destekleyerek, Trump ve Elon Musk ile ABD’de bir araya geldi.  İlk günden beri “Batı değerleri” ile aynı çizgide olacağını açıkça belirten Milei, Arjantin’in BRICS üyeliğini reddetmesi ve OECD’ye katılma talebinde bulunmasıyla ortaya çıktı. Bu, ülkenin Batı dünyasıyla uyumlu, daha açık piyasa ekonomilerine yöneldiğinin bir işaretiydi.

Birleşmiş Milletler’de Küba’ya uygulanan ambargoya karşı yapılan oylamanın ardından, Küba lehine oy kullanan Dışişleri Bakanı Diana Mondino görevden aldı ve yerine Arjantin’in Washington Büyükelçisi Gerardo Werthein atadı.

Milei, Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliği, açlıkla mücadele ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları “sosyalist bir gündemin” parçası olarak gördüğünü belirterek, bu alanlardaki girişimlerin etkisini azaltmaya yönelik adımlar attığını ifade etti.

Yerel düzeyde kendini anarko-kapitalist lider ilan eden Milei, bölgedeki merkez sol liderlerle gerilimli bir politika sürdürdü. Milei, göreve başlamadan önce “yozlaşmış” olarak nitelediği Brezilya devlet başkanı Lula da Silva’nın Buenos Aires’teki cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılmayı reddetmesi, Milei’n ise Lula ile görüşmek için değil, siyasi rakibi Jair Bolsonaro’nun mitingine katılmak için Brezilya’ya gitmesiyle komşusuyla arasının iyice açılmasına sebeb oldu.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’yu, gençliğinde M-19 adlı silahlı gerilla hareketine katılmış olmasına atıfta bulunarak “katil terörist” ve “komünist” olarak nitelendirdi. Kolombiya Dışişleri Bakanlığı, bu açıklamaların iki ülke arasındaki güveni zedelediğini ve demokratik yollarla seçilmiş bir liderin onurunu incittiğini belirterek, ülkedeki tüm Arjantinli diplomatların sınır dışı edilmesine karar verdi.

Milei’nin sık sık hakaretler nedeniyle gergin bir ilişki sürdürdüğü Nicolás Maduro’ya da sıçraması sürpriz değildi. Bu gerginlik, özellikle Chavista rejiminin muhaliflerinin sığınağı olarak kullanılan Caracas’taki büyükelçiliğin kuşatılmasıyla daha da kötüleşti.

Gelelim, sınır komşusu Şili’ye, Arjantin yanlışlıkla Şili topraklarına güneş panelleri yerleştirince Gabriel Boric, panellerin kaldırılmasını talep etti ve aksi halde Şili’nin kendisinin müdahale edeceğini söyledi. Javier Milei panellerin kaldırılması talimatı verdi, ancak Arjantin tarafı teknik zorluklar olduğunu açıkladı. Bu olay, iki lider arasındaki sözlü atışmalar, ideolojik gerilimleri ve diplomatik ilişkilerdeki kırılganlığı daha da artırdı.

Bu ideolojik duruşun en sembolik olanı, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez’in eşini “yolsuzlukla” suçlaması sonrası Madrid’in Buenos Aires büyükelçisini geri çağırmasıyla ortaya çıktı. Ancak bu kriz, Milei’nin İspanya’ya gayri resmi bir ziyarette bulunmasına ve aşırı sağcı Vox partisinin mitingine katılmasına engel teşkil etmedi.

Milei Geri Adım Attı mı? Çin ile İlişkilerde Ekonomik Pragmatizm İdeolojiyi Yendi 

…”Sadece Çin ile iş yapmayacağım, hiçbir komünistle iş yapmayacağım. Ben özgürlüğün, barışın ve demokrasinin savunucusuyum. Komünistler oraya ait değil. Çinliler oraya ait değil. Putin oraya ait değil…” Milei, Çin konusundaki bu sert tutumlarına henüz seçim kampanyasındayken başlamıştı.

Arjantin’in Çin Dış politikasını yakinen incelemiş biri olarak, bu söylemlerin bir ideolojik duruşu yansıttığını ve Milei’n iktidara geldikten sonra ekonomik gerçeklikler karşısında bu sert tavrının büyük ölçüde yumuşayacağını tahmin etmiştim.

Merkez Bankası rezervlerini rahatlatmak için Çin ile son 3 hükümettir devam eden ‘Takas Anlaşmasını’ (Swap Agreement) yeniden devreye soktu.  Bu adım, seçim öncesi söylemleriyle çelişse de, Arjantin’in ciddi döviz sıkışıklığı yaşadığı bir dönemde alınmış zorunlu bir karardı.

Çin, Arjantin’in ikinci büyük ticaret ortağı konumunda. Arjantin’in birçok eyaletinde ve şehrinde,  madencilik, enerji, hidroelektrik, altyapı, ulaşım,  tarımsal gibi hem ülkeyi kalkındıran ve istihdamı artıran hem de döviz kazandırıcı stratejik sektörlerde uzun yıllardır Arjantin’de var olan bir Asya devi.

Arjantin de Çin için vazgeçilmez bir partner; Çin’in hammadde ihtiyacını karşılayan önemli tedarikçilerden biri konumunda. Özellikle soya fasulyesi, mısır, lityum ve et gibi temel ürünlerde Çin pazarı için stratejik bir rol üstleniyor. Ayrıca, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki altyapı yatırımları ve enerji projeleri üzerinden Çin’in Güney Amerika’daki nüfuzunu güçlendirme hedefinde Arjantin, kilit ülkelerden biri haline gelmiş durumda.

2024 sonbaharında Rio de Janeiro’da düzenlenen G20 Zirvesi sırasında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Milei ilk kez görüştü. Her iki ülke de ticaret bağlarını güçlendirmek ve her iki ekonomiye de fayda sağlayacak ortak projeler geliştirmek için çalışmaya devam etmeyi kabul etti. Ancak, henüz iki tarafında onayladığı bir resmi devlet ziyareti söz konusu değil.

Özetle, Javier Milei döneminde Arjantin dış politikası alışılagelmiş dengelerin dışına çıktı. Stratejik akıldan çok ideolojik öncelikler ve kişisel eğilimlerle şekillenen bu yaklaşım, ülkenin uluslararası konumunu giderek tartışmalı hale getiriyor. Malvinas Adaları üzerindeki tarihsel egemenlik iddiasını zayıflatan tutarsız açıklamalardan, Ukrayna’ya askeri destek vaadine; Brezilya gibi en büyük ticaret ortaklarını ve MERCOSUR gibi bölgesel ittifakları görmezden gelen söylemlere kadar uzanan bir çizgi söz konusu. Bu tablo, Arjantin’i dış politikasında öngörülebilirlikten uzak, kırılgan ve yalnızlaşma riski taşıyan bir döneme doğru sürüklüyor.

İlgili Yazılar