Brezilya’da geçen ekim ayı başında düzenlenen çok kritik seçimleri, favori gösterilen İşçi Partisi lideri Lula’nın, mevcut devlet başkanı Bolsonaro’dan sadece 5 puan ileride tamamlaması (%48 ve %42), 30 ekim günü yapılacak ikinci turun çok çekişmeli geçeceğine dair ilk işareti oluşturdu. Nitekim, Bolsonaro, gergin seçimleri cüzi oy farkıyla (%1,8) kaybederek sahneden başı dik biçimde indi; gelecek için taraftarlarına umut verdi. Tüm dünyanın ilgiyle izlediği seçimlerin sonuçları açıklandıktan sonra, başta ABD başkanı Biden olmak üzere, önde gelen ülke liderleri, hiç vakit kaybetmeden Lula’ya tebrik mesajları yolladılar. Vaşington’dan yapılan açıklamada, seçimlerin “serbest, adil ve güvenilir” biçimde düzenlendiğine atıf yapılması, seçim sonuçlarına itiraz etmesi beklenen Bolsonaro için caydırıcı bir mesaj teşkil etti.
Korkulan olmadı: Bolsonaro iktidarı devrediyor
Seçimleri kaybettiği takdirde, sonuçlara itiraz edeceğinden, iktidarı Lula’ ya teslim etmemek üzere bir mücadele başlatacağından, orduyu işin içine katacağından korkulan Bolsonaro, 48 saatlik gergin bekleyişin ardından ülkesini ve dünyayı rahatlattı: Kaybettiğini dile getirmeksizin, halefini tebrik etmeksizin, yönetimi usulünce devredeceğini duyurdu. Anayasal çerçevenin dışına çıkmayacağını vurguladı. Seçim sonuçlarını kabul etmeyip, ana arterleri kamyonlarıyla tıkayan şoförlere, yolları açmaları çağrısı yaparak, kaosa karşı olduğu görüntüsü verdi. Taraftarlarından, seçim memnuniyetsizliklerini kanuni yollardan ortaya koymalarını rica etti. Ezcümle, Bolsonaro, 2002 yılından itibaren katıldığı her 3 seçimi de kazanan ve ileri yaşına rağmen, dünyanın en saygın liderleri arasında kabul edilen Lula da Silva’ya, cüzi farkla mağlup olurken, Brezilya’da, sağın ve muhafazakar kitlelerin güçlü lideri olarak siyaset sahnesinde kalıcı olduğunu cümle aleme ilan etti.
Seçim sonuçları Brezilya’nın ikiye bölünmüşlüğünü kanıtladı
Oligarşinin engellemesi neticesinde Lula da Silva’nın katılımının mümkün olmadığı 2018 seçimleri kampanya döneminde, yolsuzlukları ortadan kaldıracağını, asayişi sağlayarak ülkeyi güvenli hale getireceğini taahhüt etmesine rağmen, Bolsonaro, her iki alanda da bir ilerleme kaydedemedi. Öteyandan covid-19 pandemisinin yönetiminde de tamamen çuvalladı. Faşist, ırkçı, çevre karşıtı ve mantıksız beyanlarıyla, özellikle ülke dışında, ciddi itibar kaybetti. 30-40 milyon civarında Brezilyalı onun iktidarında fakirleşerek bir alt gelir gurubuna dahil oldular. Bu olumsuz bilançoya rağmen, Bolsonaro, 160 milyon seçmenin neredeyse yarısının oylarını toplamaya muvaffak oldu. Zira, değerli akademisyen Esra Akgemci’nin deyimiyle ” iki Brezilya ” mevcut. Lula’nın arkasında birleşen, demokrat, çevreye duyarlı ve daha ziyade fakir kitlelerin oluşturduğu seçmenlerin Brezilya’sı bir tarafta; sağ siyasete kalpten inanmış, muhafazakar aile değerlerini savunan, suçluya karşı orantısız güç kullanılmasında mahsur görmeyen, komünizme katiyen geçit verilmemesi için mücadeleye hazır Brezilya ise diğer tarafta. İki Brezilya arasında maalesef olağandışı bir kutuplaşma yaşanıyor. Başkanlık yarışını demokrat Brezilya kazanırken, Parlamentoda çoğunluğu sağ partilerin elde ettiğini hatırlatalım.
Parlamentoda durum ?
Lula’nın zaferine sevinenlerin, Parlamentodaki muhalif çoğunluktan ötürü endişe duymalarını gerektiren bir vaziyet yok. 513 sandalyeli Parlamentonun alt kamarası 25 kadar farklı parti mensubundan oluşuyor. 20 den fazla milletvekili kazanan parti/koalisyon sayısı sekiz. 9 farklı parti/koalisyon ise 20 ila 5 arası sandalye sahibi. 79 milletvekili çıkaran Lula’nın önderliğindeki koalisyonun, merkezde konumlanmış bazı partileri de yanına almak suretiyle, yasama erkinin makul tempoda çalışmasını sağlayacağından şüphe duyulmuyor. Latin Amerika’yı tanıyanlar farkındadır: Başkanların muhalif Parlamentolarla çalışmaları vakayı adiyeden kabul edilir.
Lula Brezilya’yı tekrar üst lige çıkarır mı,?
Lula’nın işi zor mu? Doğrusu evet, bu defa daha zor. Zira, dünyadaki ekonomik konjonktür, önceki Lula döneminden (2003-2011) hayli farklı. Ancak ülkedeki iş ve işveren çevreleri Lula’nın gelişinden memnun görünüyor. Bölgenin güçlü ülkeleri ve dünyanın önde gelen devletleri Lula ile işbirliğine hazır. Amazon ormanlarının korunması için fon sağlayan ve bu işe tahsisli bütçelerini Bolsonaro döneminde askıya alan ülkeler, tekrar kesenin ağzını açmaya başladılar. Yeter ki Lula söz verdiği şekilde, kutuplaşan kitleleri biraraya getirebilsin, sosyal barışı sağlayabilsin, iki Brezilya’yı birleştirebilsin. Böylece yeni bir başarı hikayesi daha yazarak, 30-40 milyon civarındaki fakir Brezilyalıyı tekrar orta-alt gelir gurubuna çıkarması mümkün olur. Bakalım Brezilya, 3. Lula döneminde, dünyanın 10. ekonomisinden tekrar 7. sıraya yükselecek mi ? Bekleyip görelim.
İşçi Partisinde Lula’ya veliaht gerek
Siyaset anlaşılması ve icrası zor bir kariyerdir. Ülkelerinde çok güçlü bazı politikacılardan, farklı sebeplerle, dünyamızın çoğunluğu nefret eder : Trump, Putin, Netanyahu, Bolsonaro, Narendra Modi, Viktor Orban, Milorad Dodik bu guruba girerler. Bunların tek bir yenilgiyle iktidardan uzaklaşmaları işin tabiatına uymaz. Bakın Netanyahu İsrail’de, bir yıl aradan sonra, koltuğuna geri dönüyor. Trump da dönebilir. Putin ayrı bir kategoride mütalaa edilmeli. Bana kalırsa, Bolsonaro’nun da, 2026 sonbahar seçimlerinde iktidara dönme ihtimali hiç akıldan çıkarılmamalı. Zira, 76 yaşındaki Lula, önümüzdeki 4 yılın son dönemi olduğunu açıkladı. İktidarların hükümetleri yıprattığını da hesaba katmak gerekiyor. Bolsonaro’nun, 2018 seçimlerinde, Lula’nın yokluğunda, İşçi Partisinden aday gösterilen eski Sao Paulo belediye başkanı Fernando Haddad’a 11 puan (10 milyon oy) fark attığını aklımızdan çıkarmayalım. Partinin diğer güçlü ismi, 2016 yılında başkanlık koltuğundan indirilen Dilma Rousseff’in de Bolsonaro ile baş etmesi hayli müşkül. Bu durumda Lula’nın, ülkesine ve partisine yönelik son görevi , 4 yıl sonra İşçi Partisinin başına geçecek isimlerin ve adayların desteklenmesi ve önlerinin açılması olmalı.
Orduyu göreve çağıranlar : Kutuplaşmanın vardığı nokta
Seçimleri kaybeden Bolsonaro taraftarlarının, askeri karargahların önlerinde toplanıp, orduyu iktidarı devralmaya kışkırtan gösterilerini izleyince, Brezilya’da kutuplaşmanın ulaştığı aşırı seviyeyi şaşırarak fark ediyorsunuz. “Lula geleceğine askerler gelsin” diyebilmenin vahametini kavrayabiliyor musunuz? Bu şaşırtıcı vaziyet sadece Brezilya’ya özgü değil. Tüm Latin Amerika bu sosyal hastalıktan muzdarip ; komşu Venezuela’daki kutuplaşma daha da vahim. Latin Amerika, dünyanın gelir dağılımı en adaletsiz bölgesi olmaya devam ettiği sürece, bu kutuplaşmanın gerilemesi çok zor gözüküyor.
Neredeyse tüm Latin Amerika kırmızı keten guayabera giymiş !
Güney Amerika’nın lider ülkesi Brezilya’da iktidarın sola devredilmesiyle birlikte, bölgenin en büyük 5 ekonomisinde, artık dümen sol yönetimlere emanet edilmiş oldu. Son iki yıl zarfında, Şili, Peru, Honduras ve Kolombiya’nın ardından, Brezilya’nın da sola kaymasıyla birlikte, 4 ülke dışında (Paraguay, Uruguay, Ekvador ve Guatemala), Latin Amerika’da sağ iktidar kalmadı. Venezuela’daki otoriter, Nikaragua’daki totaliter yönetimlerin sol ile herhangi bir alakaları kalmadığını vurgulamak suretiyle, sağcısı solcusu tamamını dahil ederek, ekim 2022 seçimlerinin, tüm Brezilya’ya ve bölgeye, refah, adalet ve gayet tabii asayiş getirmesini temenni ediyorum.