Türkiye Cumhuriyeti’nin Çin coğrafyasındaki ilk temsilciliği Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Çin Cumhuriyeti nezdinde 1929 yılında açılmıştır. 1971 yılına kadar çeşitli nedenlerle zaman zaman çalışmalarına ara veren anılan temsilciliğimiz Çin Halk Cumhuriyeti’nin tarafımızdan tanınması ile birlikte kapatılmış ve Bakanlığımız ile Pekin Büyükelçiliğimizin kamuoyuna açık resmi sayfalarında adı dahi geçmez olmuş, dolayısıyla, çok az sayıdaki akademik çalışma haricinde, unutulmaya yüz tutmuştur.
Dışişleri Bakanlığındaki son görevim olan Diplomatik Arşiv Gizlilik Kaldırma Komisyonunda Çin dosyaları üzerindeki çalışmalarım sırasında Çin Cumhuriyeti nezdindeki temsilciliğimizin, gerek iç savaş gerek Çin-Japonya savaşı nedeniyle belki de en çok yer değiştiren ve hatta kapatılıp açılan dış misyonlarımızdan biri olması dikkatimi çekmiş ve bazı notlar almıştım. Arşivdeki belgeler artık pek hatırlanmayan ÇHC öncesi dönemde Çin’de görevlendirilen kıymetli diplomatlarımızın ve her kademedeki görevlilerin mesailerini ne kadar zorluklar içerisinde yürüttüklerini göstermektedir. İkili siyasi ilişkilerimizin ayrıntılarına girmeden kaleme alınan bu yazı ile, başta mesleğimin en başında atandığım Cakarta’daki ilk Büyükelçim olan ve Çin Cumhuriyeti nezdindeki son Büyükelçimiz olma sıfatını taşıyan Haluk Kocaman olmak üzere bugün artık çoğu ebediyete intikal etmiş anılan temsilciliğimiz mensuplarını saygı ve rahmet ile anıyorum.
Açılan ilk misyonumuz öncesinde Çin’deki siyasi durum:
1644 ile 1911 yılları arasında hüküm süren Mançu Qing Hanedanlığı, Çin’in dış dünyaya açılmaya başladığı 1840’lardan itibaren giderek milliyetçilik fikirlerinden ve eylemlerinden etkilenmeye başlamıştır. Özellikle Dr. Sun Yat Sen’in 1894 yılında kurduğu “Çin’in Yeniden Doğuşu Derneği” isimli devrimci örgüt Mançu rejiminin yıkılmasında ciddi rol oynamıştır. Kasım 1908’de Mançu İmparatoriçesi ölünce Mançu karşıtlığı daha da ileri taşınmış ve çoğu eyaletlere sıçramıştır. Dr. Sun Yat Sen liderliğindeki devrimci milliyetçiler tarafından 19 Aralık 1911’de Nanking’de geçici bir hükümet kurulmuş, bundan çok kısa bir süre sonra Mançu Hanedanının tahttan vazgeçmesi ile birlikte 12 Şubat 1912’de Çin Cumhuriyeti ilan edilmiş ve Dr. Sun Yat Sen devlet başkanı olmuştur.
Çin 1917’de Almanya’ya savaş açmasına rağmen Versailles Anlaşmasında aradığını bulamayınca, ülkede öğrenci olayları ile birlikte karışıklıklar artmış, Çin siyasal hayatına damgasını vuracak güçler şekillenmeye başlamış, bu çerçevede 1921 yılında Şanghay’da Çin Komünist Partisi (Kunçantang-ÇKP) kurulmuş, Sun Yat Sen’in başını çektiği hareket ise Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang)-KMT) olarak kendisini ilan etmiştir.
Sun Yat Sen’in 1925’te ölümünden sonra, Moskova’da askeri ve siyasi eğitim almış olan Chiang Kai-shek hem Parti’nin hem de Devrim Ordusu’nun başına geçmiş, önceliğini Çin birliğinin kurulmasına vermiştir.
Nanking Maslahatgüzarlığı (1929-1931):
Çin’in bu siyasi ortamı içinde Türkiye Cumhuriyeti Çin Cumhuriyetini tanımış ve 1928-1937 yılları arasında başkent olan Nanking’de Maslahatgüzarlık seviyesinde ilk temsilciliğini açmıştır. Maslahatgüzar olarak atanan Ahmet Hulusi Fuat Tugay 1 Nisan 1929 tarihinde Nanking’de görevine başlamıştır. Ancak Nanking’de yaşanan sıkıntılar nedeniyle zaman zaman Şanghay’a intikal ederek görevini buradan yürütmek zorunda kalmıştır.
Maslahatgüzar Tugay’ın 15.04.1929 tarihli ilk mesajı özetle şöyledir:
“1 Nisan 1929 tarihinde Şanghay’a vardım ve 2 Nisan’da Şanghay’daki Hariciye Temsilciliği ile temas kurdum. Nanking’de otelde yer olmadığı için Nanking’e ancak 9 Nisan’da vardım ve Hariciye Nezaretinin misafirhanesine yerleştim. 10 Nisan’da Hariciye Nazırı kabul etti. Sefareti Nanking’de mi, Şanghay’da mı kuracağımızı sordu. Nanking cevabımdan ziyadesiyle memnun oldu. Kiralık bina bulunması konusunda yardımcı olma sözü verdi.
Ancak misafirhanede uzun süre kalamayacağım için 13 Nisan’da Nanking’den ayrıldım. Bina tedarik edilmeden Nanking’e yerleşmek mümkün değildir.”
11 Mayıs 1929 tarihli mesajında ise Maslahatgüzar Tugay şöyle yazmaktadır:
“Nanking’de bina bulunamıyor. Bunu Hariciye Nazırı da kabul etti ve ecnebi mümessillerin Şanghay’da yerleşmelerinden başka çareleri olmadığını şimdi anlıyorum dedi.”
Anılan Maslahatgüzarlığımız 21 Temmuz 1931 tarihinde ekonomik nedenlerle kapatılmış ve 1939 yılına kadar bu durum devam etmiştir.
Bu arada, Çan Kay-Şek 1931 yılında Mao Zedung liderliğindeki komünistlerle savaşa girmiş, Eylül 1931’de Japonya Mançurya’yı işgal etmiş ve 13 Ağustos 1937’de Çin Ordusunun Şanghay’da yaşayan Çinlilerin haklarını korumak üzere bu şehre saldırması üzerine Çin-Japon savaşı başlamıştır. Japonya 14 Ağustos günü Çin’i denizden bombalamaya başlamış ve Pekin’i işgal etmiştir. Bunun üzerine Çin Hükümeti başkenti Nanking’ten Çunking’e taşıma kararı almıştır. Japonya Şanghay bölgesini ele geçirmekle yetinmeyerek 10 Aralık 1937’de Nanking’e saldırmış, 13 Aralık günü Çin Ordusu Nanking’den çekilmek zorunda kalarak Nanking’i Japon ordusuna terketmiştir. Ocak 1938’e kadar burada kalan Japon Ordusunun acımasız faaliyetleri tarih sayfalarına Nanking katliamı olarak geçmiştir.
Çunking Elçiliği/Büyükelçiliği (1939-1946):
Türkiye 1939 yılında Çin’deki temsilciliğini tekrar açma kararı almıştır. Ancak Çin-Japon savaşı ve Nanking’in 1937 yılında Japon işgaline uğraması ve Çin Hükümetinin Çunking’e taşınması dolayısıyla temsilciliğimiz de bu kez Çunking’te açılmıştır. İlk Elçi Emin Ali Sipahi 21 Aralık 1939 tarihinde görevine başlamış, 27 Aralık’ta güven mektubunu sunmuştur.
Savaş sırasında Çunking’in de tehlikeye düşmesi üzerine Elçi Sipahi de Şanghay’a intikal etmiş ve 1940-41 yıllarında muhaberatı buradan sürdürmüştür. Hatta 4 Ocak 1942’de Tokyo Büyükelçiliğimiz Ankara’ya gönderdiği mesajda Şanghay Elçimizin şifre muhaberatının menedildiği bilgisinin Ankara’ya arz edilmesini kendisinden rica ettiğini bildirmiştir.
29 Ekim 1943 tarihinde iki ülke temsilciliklerinin Büyükelçilik seviyesine yükseltilmesi kararı ilan edilmiş ve Madrid Elçisi Hulusi Fuat Tugay ilk Büyükelçimiz olarak Çunking’e atanarak 13 Haziran 1944 tarihinde güven mektubunu sunmuştur.
Japonların Çin ve Mançuri’den çekilmelerini takiben 1945 Ağustos ayında Uzak Şark’ta harp sona ermiş, Eylül ayından itibaren başkent tekrar Nanking’e taşınmıştır.
Nanking Büyükelçiliği (1945-1949/ İç savaş ortamında hizmetin yürütüldüğü ilave geçici merkezler: Kanton, Hong Kong ve Şanghay):
II. Dünya Savaşı sonunda Eylül 1945’te Japonya’nın teslimi sonrasında başkentin tekrar Nanking’e nakledilmesi kararı üzerine Büyükelçiliğimizin de Nanking’e taşınması kararlaştırılmıştır. Ancak Nanking’de uygun bina bulunamadığı için Büyükelçiliğin bir kısmı bir süre için Çunking’te ve hatta Şanghay’da (nitekim Çin Dışişleri Bakanlığı da 09.11.1945’te Şanghay’da bir temsilcilik açmıştır), bir kısmı da Nanking’de görev yapmıştır.
İç savaş dolayısıyla özellikle 1948-1949 yılları Büyükelçiliğimiz için çok sıkıntılı geçmiştir. Nitekim, teslim olan Japon ordularından ele geçirilen ağır silahlarla güçlenen Komünist birlikler Kuzey Çin’deki birçok kilit noktasını ele geçirince Milliyetçilerle Komünistler arasında iç savaş başlamıştır. Rusya’nın da yardımları ile komünist hareket 1949 yılında Hükümet Merkezi Nanking ve Milliyetçilerin son kalesi sayılan Çunking’i de işgal edince Çin yönetimi tamamen komünistlerin eline geçmiş ve 1 Ekim 1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti ilan edilmiştir.
Bu dönem zarfında konuyla ilgili muhaberat şöyle özetlenebilir:
→Komünistlerin Nanking’e yaklaşması üzerine Bakanlık 19.11.1948’de Nanking Büyükelçiliğimize Hükümetin Nanking’i terketmesi ve kordiplomatiğin bunu takip etmesi halinde, aynı şekilde hareket edilmesi talimatını veriyor.
→28.01.1949: Halkın komünistlerle barış yapılması taleplerini dikkate alan Chiang Kai-shek’in Cumhurbaşkanlığından çekilmesi ile Çin Hariciye Nazırlığı 26 Ocak 1949 tarihli Nota ile Hükümetin 5 Şubat’tan itibaren Kanton’da mesaiye devam edeceğini bildiriyor. Büyükelçiliğimiz Maslahatgüzarı Mustafa Kenanoğlu tarafından Bakanlığa Başkatip Ercüment Tatarağası’nın Kanton’a gönderilmesi öneriliyor.
→31.01.1949’da Nanking Büyükelçiliğimize Başkatip Tatarağası’nın derhal Kanton’a hareket etmesi talimatı veriliyor ve Kanton’da bir irtibat ofisi açması isteniyor. 05.02.1949’da Tatarağası Kanton’a intikal ediyor, uçak ve otel masraflarını Çin Hükümeti karşılıyor. Yabancı misyonların yarısı kadarı da Kanton’a intikal ediyor.
→24.04.1949’da Nanking işgal ediliyor. Buna rağmen Maslahatgüzar Kenanoğlu görev yerini terketmiyor.
→18.05.1949: Kanton’da da harp hali ilan ediliyor.
→28.04.1949’da Konton Ofisinden Başkatip Tatarağası’na Nanking ile iletişim kurarak Maslahatgüzar Kenanoğlu’nun vereceği malumatı Ankara’ya iletmesi; 25.05.1949’da da Kanton’un tehliye düşmesi halinde büyük devletler temsilciliklerinin hareket tarzına uyması, fakat icabında resen karar almaya yetkili kılındığı talimatı veriliyor.
→31.05.1949’da Komünist ordu birlikleri Nanking’de Sefaret binamızda arama yapmak istiyorlar, Maslahatgüzar Kenanoğlu izin vermiyor.
→11.06.1949’da Başkatip Tatarağası, Merkezi Hükümetin Çunking’e muhtemel nakli için hazırlık yaptığını bildiriyor. 17.06.1949’da ise Protokol Müdürünce Merkezi Hükümetin Çunking’e nakli halinde Elçiliklerin Çin Milli Hükümetini takibe davet edildiklerini, Atlantik Paktı temsilciliklerinin, Çin Milli Hükümeti nezdindeki diplomat adedini asgariye indirerek Çunking’e düşük dereceli bir diplomat göndermeyi merkezlerine teklif ettiklerini, geri kalan personelin ise Hong Kong’a giderek merkezlerinden talimat bekleyeceklerini Ankara’ya iletiyor. 06.07.1949’da da nakil halinde Çunking’e mi yoksa Hong Kong’a mı gitmesi gerektiğini soruyor.
→08.07.1949’da Bakanlık Kanton Türk Büyükelçiliği adreslemesi yaparak Tatarağası’na Çunking’e gitmesinin uygun olacağını, ancak vaziyet tehlike arz ederse resen karar alma yetkisinin olduğunu bildiriyor.
→03.09.1949’da Bakanlık Nanking’de yeni bir Hükümet kurulmuş olması muvacehesinde Maslahatgüzar Kenanoğlu’na bir müddet daha Nanking’te kalması talimatını veriyor.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasını takip eden dönem (1.10.1949-22.04.1950):
1.10.1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’nin resmen kurulması ile ülkedeki siyasi tablo belirginleşmiş, milliyetçiler için en zor dönem başlamıştır. Chiang Kai-shek Formoza’ya kaçarak 1950 yılında Çin Cumhuriyetini kurmuş ve Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Bu durum Çin Cumhuriyeti nezdinde temsil edilen diğerleri gibi ülkemizi de siyasi tutumunu belirleme kararı ile karşı karşıya bırakmıştır. Ancak bu konuda tarafımızdan acele edilmemiş, 1971 yılına kadar Çin Cumhuriyeti’ni tanımaya devam edilmiştir.
Yine arşivdeki belgelere dönelim:
→Başkatip Tatarağası 11.10.1949’da Çin Hükümetinin en geç 21.10.1949 tarihinde Çunking’te faaliyete geçeceğini öğrendiğini, kendisinin de 12 Ekim’de Çunking’e gitmek üzere Hariciye uçağı ile önce Hong Kong’a hareket edeceğini bildiriyor.
→15.10.1949’da Nanking Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Kenanoğlu, Komünist rejimi tanımak istemeyen ülkelerin sefaret işlerini Şanghay’daki Konsolosluklarına devrederek Çin’i terke hazırlandıklarını bildiriyor.
→21.10.1949’da Ankara Maslahatgüzar Kenanoğlu’na sırf Konsolosluk işleri için bir süre daha Nanking’de kalması, ancak tehlike olması halinde Şanghay’dan 1.11.1949 tarihinde Manila’ya hareket edecek vapura binmek üzere Şanghay’a gitmesi talimatını veriyor.
→Kanton’u terkederek Hong Kong’a intikal eden Başkatip Tatarağası 22.10.1949’da telgrafla, Çin Hariciye Nazırı’nın da Hong Kong’da beklemekte olduğunu, Çunking’in tehlike altında olması nedeniyle Çin’deki gelişmelerin Hong Kong’dan takibinin uygun olacağını düşündüğünü ifade ediyor ve acele talimat istiyor. (Dolayısıyla Kanton irtibat ofisimizin kapatılarak bu kez Hong Kong’da geçici bir ofisimizin faaliyete geçtiği anlaşılıyor)
→Nanking Büyükelçiliği Maslahatgüzarı M. Kenanoğlu, 23.10.1949’da ÇHC’yi tanımayan ülkelerin temsilcilerinin haklarının korunmadığını, bu yüzden sıkıntılar olduğunu, mamafih Nanking’de göreve devam talimatını korkusuzca ifa edeceğini bildiriyor.
→Bunun üzerine Bakanlık 26.10.1949’da Maslahatgüzar Kenanoğlu’na Nanking Büyükelçiliğini tahliye etmesi talimatını veriyor ve Şanghay’dan gemi ile Manila’ya hareket ederek orada Bakanlığın vereceği talimatı beklemesi gerektiğini bildiriyor.
→Kenanoğlu bu kez 23.12.1949’da Şanghay’da Manila’ya vapur beklemekte olduğunu, Çin’in tamamının pek yakında komünistlerin eline geçeceğini ve henüz Tayvan’a gidecek elçilik olmadığını bildiriyor. (Bu yazışmalardan Nanking Büyükelçiliğimizin 1949 Kasım-Aralık döneminde fiziki olarak kapatıldığı, Maslahatgüzarın görevini Şanghay’dan sürdürdüğü, bu arada Başkatip Tatarağası’nın da Hong Kong’dan Çin’i izlemeye devam ettiği anlaşılıyor).
→Bakanlık Şanghay’da beklemekte olan Maslahatgüzar Kenanoğlu’na 18.3.1950’de gönderdiği telgraf ile Japonya ve Hong Kong üzerinden Taiwan’a gitmesinin uygun olduğunu, orada da Maslahatgüzar olarak görev yapacağını bildiriyor.
→Kenanoğlu 22.04.1950 tarihinde Hong Kong’a hareket edeceğini, öncesinde tüm kriptografi malzemelerini imha edeceğini bildiriyor. (Bu yazışmadan Çin’deki Büyükelçiliğimizin 22.04.1950’de kapatıldığı anlaşılmaktadır)
Taipei Büyükelçiliği (20.08.1953-13.08.19717)
→ Bakanlık Hong Kong’da bekleyen Kenanoğlu’na 26.12.1950’de bu kez geçici görevle Merkeze alınmasının kararlaştırıldığını bildiriyor.
Bu talimattan ve başkaca bir atama yapılmamasından, ülkemizin Taipei temsilciliğini hemen açmak yerine bir süre gelişmeleri izlemeyi tercih ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim Nisan 1952’de Çin Cumhuriyeti ile Japonya arasında Barış Anlaşmasının imzalanmasından sonra Çin Cumhuriyeti nezdinde Büyükelçiliğini açma kararı almıştır. İlk olarak Tokyo Büyükelçimiz İzzet Aksalur Çin Cumhuriyeti’ne akredite edilmiş, adı geçen itimatnamesini Cumhurbaşkanı Chiang Kai-Shek’e 20 Ağustos 1953 tarihinde sunmuştur.
Mart 1954’te Taipei Büyükelçiliğine Maslahatgüzar Hikmet Hayri Anlı, Eylül 1957’de ise ilk mukim Büyükelçimiz Cemil Vafi atanmıştır.
Bu dönemde Çin Cumhuriyetini tanımayı sürdüren bazı NATO ülkelerinin ÇHC’yi tanıma eğilimine girmeleri üzerine ülkemiz de Çin Halk Cumhuriyeti ile ön temaslarda bulunmaya başlamıştır. 08.05.1971 tarihinde bir basın bildirisi yayınlanarak ÇHC ile ilişki kurulması doğrultusunda yapılacak görüşmeler için Paris Büyükelçiliğimizin görevlendirildiği açıklanmıştır. İki ülke heyetleri arasında Paris’te yürütülen görüşmeleri takiben 04.08.1971 tarihinde Paris Büyükelçiliğimizde imzalanan ortak bildiri ile iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmuştur. Türkiye ÇHC’yi tanıyan 8. NATO ülkesi olmuştur.
Bu gelişmenin tabii sonucu olarak Tayvan ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi kararını alınmış ve Dışişleri Bakanlığının talimatı ile Taipei Büyükelçimiz Haluk Kocaman 06.08.1971 tarihinde Hariciye Nazırı’nı ziyaret ederek Hükümetimizin bu kararını Çin Cumhuriyetine resmen bildirmiş ve hemen sonrasında da Taipei’den ayrılmıştır. Ankara’daki Milliyetçi Çin Büyükelçisi de Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a Florya’da vedasını ve Anıtkabir’i ziyaretini müteakip 17.08.1971 tarihinde ülkemizden ayrılmıştır.
Bu gelişmelerin hemen akabinde BMGK 25 Ekim 1971 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıma kararı almış ve Çin Cumhuriyeti temsilcilerinin BM’de Çin’in yasal temsilcileri olma hakkını ortadan kaldırmıştır.
Pekin Büyükelçiliği (31.10.1972)
ÇHC ile karşılıklı tanıma işlemlerinin tamamlanmasını ve BMGK’nın yukarıda bahsi geçen kararını takiben Pekin Büyükelçiliğimiz 31.10.1972 tarihinde Büyükelçi Nuri Eren ile faaliyete geçmiştir.